GündemSiyasetTürkiye Gündemi

‘AMERİKA MEDENİYETTEN BAHSETMESİN’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’ye tepki göstererek, “13 tane korumam kendi davetine gittiğimiz Amerika’da tanımadan, görmeden, bilmeden haklarında, gıyaplarında kalkıp gözaltı alma kararı çıkıyorsa kusura bakmasınlar ben bu ülkeye medeni demem. Trump bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren tipolojidir “dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İbn Haldun Üniversitesi (IHÜ) Medeniyetler İttifakı Enstitüsü (MEDIT) ve Al-Furqan İslami Miras Vakfı iş birliğiyle gerçekleştirilen Uluslararası Medeniyetler Şurası’nda konuştu. Üniversitenin Başakşehir yerleşkesinde gerçekleşen şuranın resmi açılışına Erdoğan’ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İBB Başkanı Mevlüt Uysal, Cumhurbaşkanı Edoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, İHÜ Rektörü Prof. Dr.Recep Şentürk, İHÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz ve çok sayıda akademisyen katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şuranın hayırlı olmasını dileyerek başladığı konuşmasında, “Aziz dinimizi terör örgütleri üzerinden öylesine bir yere konumlandırmaya çalışıyorlar ki böyle olmadığını anlatmaya çalışmaktan çoğu zaman hakikati ifade etmeye fırsat bulamıyoruz. Şu anda birçok insan çıktı, türedi. Bu türedi tipler sünneti ciddi manada tartışır hale geldiler. Bu tartışmaların özellikle ülkemizde yapılması bizler için ciddi manada üzüntü sebebidir. Şunu açıkça söylemeliyim. Hoca olmak ahkam kesmek yetkisini kimseye vermiyor. Dolayısıyla sevgili peygamberimizin sünnetini tartışma yetkisini de onları vermiyor. Bu tartışmaları açmak bir neslin ifsadı anlamına gelir Bu nesli ifsad etmek hakkını kimse onları vermemiştir. Kendileri böyle bir tarzın siyasetin içine giremezler. Girerlerse bedelini ağır öderler. Biz bir medeniyet mücadelesi içerisindeyiz. Yüzyıllardır var olan medeniyetiz. Medeniyetin inşası değil ihyası hareketi içindeyiz. Öyleyse bizim de farkımızı ortaya koymamız şarttır” dedi.

“Kırk kat, yüz kat binalar yapmak sizi medeni yapmıyor. Bu tuzağın içine düştük”

“Batı medeniyetinin üslubu, ölçüleri ile İslam medeniyetinin üslub ve ölçüleri farklıdır” diyen Erdoğan, “Mesela bir şehrin batı ölçüsüne göre medeni sayılması için yollarının aydınlatılması gerekir. İslamın medeniyetin ölçüsü ise mesela kapı kilitlemeden dışarı çıkılabilmesi, ihtiyaç sahibi herkese el uzatılması, sokak hayvanlarına dahi şefkatle davranılmasıdır. Ama biz bu tuzağın içine farklı şekilde düştük. Kırk kat, yüz kat binalar yapmak sizi medeni yapmıyor. Bu tuzağın içine düştük. İslam medeniyetinin ölçüsü hayra çağırmak iyiliği emretmek, kötüyü yasaklamaktır. İslam dininin ölçüleri dünyada hakim olsaydı şu yaşadığımız krizler ortaya çıkar mıydı?” ifadelerini kaydetti

“Trump bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren tipolojidir”

ABD Başkanı Trump ile ilgili değerlendirmede de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Trump bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren tipolojidir. Bizim anlayışımızda farklı düşünce insanlarına kapıları kapatmadık. Eğer Amerika’da Müslümanlar oradan kovulmanın hesapları içine mahkum edilmişse Amerika’da bir sıkıntı var demektir. Trump’ın bunu masaya yatırması gerekir. Bizim hedefimizde insan yaradılmışların en şereflisidir. Amerika’da böyle değil şu andaki gidiş orada sıkıntıdadır. Beyaz Saray’ın önünde gösteri yapıyorsa bu kendi inancının karşılığın alma demokrasi mücadelesini verme gayretidir. Amerika’ya ‘demokrasinin beşiğidir’ diyorlar. Böyle bir demokrasi olamaz. Benim 13 tane korumam kendi davetine gittiğimiz ülkede tanımadan, görmeden, bilmeden haklarında, gıyaplarında kalkıp gözaltı alma kararı çıkıyorsa kusura bakmasınlar ben bu ülkeye medeni demem. Beni davet edeceksin. Yanımda korumalarım. Ben bir ülkenin cumhurbaşkanıyım. Teröristleri adeta bizi dövdürmeyle, tehditle karşı karşıya bırakacaksınız. Bizimle ilgili korumalarım tedbir alacak. İki tanesi orada hiç yok. Onlar da dahil savcı korumalarımı gözaltına alma kararı verecek. Böyle adalet olur mu? Böyle merhamet olur mu? O da yok. İki dünya saadetini zaten konuşmaya hiç gerek yok” dedi.

” Beş ülke dünyanın kaderinin belirliyor”

BM’nin yapısına tepki gösteren Erdoğan, “Dünya beşten büyüktür, buna itirazımız. Adalete çağrı boyutuyla aynı zamanda medeniyet çığlığıdır. Ne demek dünya beşten büyük? İkinci dünya savaşının şartları bir tarafa, bugünün şartlar bir kenarda. Beş ülke dünyanın kaderinin belirliyor. Onların dudakların ne dökülürse netice o. İkinci dünya savaşı geride kaldı. Orada bir tane Müslüman ülke yok. Niye Müslüman ülke yok. Dünyadaki tüm kıtalar orada temsil edilmiyor. Asya, Avrupa, Amerika. Neden Irak, Suriye çözülmüyor? Niçin Myanmar halledilmiyor. İslamafobia sürekli tahrik ediliyor. Sayın Trump Müslümanlara terörist ifadesini kullanıyor. ‘Böyle bir şey yok’ dediğimizde, savunamıyor. Myanmar’da bazı Budistler Müslümanları öldürdüğünde, onlarla ilgili aynı şeyi söyleyebiliyorlar mı? Niye onlar yoga yapıyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Hristiyan terörist, Yahudi terörist böyle bir şey diyorlar mı? İslami terör varsa yoksa. DEAŞ’a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz. DEAŞ’ın İslamla alakası olmadığını söylüyoruz. Müslümanı Müslümana bunlar kırdırıyor. Ücretsiz silah veriyorlar. Biz savunmak için paramızla silah istiyoruz bize silah vermiyorlar. Böyle garip bir dünya içindeyiz. Adalet arıyorum. Merhamet bunlar da hiç yok” ifadelerini kaydetti.

“İşlerine gelmiyor”

G-20 zirvesinde Trump’ın en az gelişmiş ülkelere en çok yardımı kendilerinin yaptığını söylediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli gelire baktığımızda biz birinci. Amerika ikinci sırada gözüküyor. Niye söylemiyorsun. İşlerine gelmiyor. Biz veren el alan elden hayırlıdır diyerek bu yola çıktık. Nerede mazlum varsa oraya uzanıyoruz. Uzanmaya devam edeceğiz. Gelecek nesiller için yeni tohumlar bırakıyor, gittiğimiz yerlerde halktan çok büyük itibar görüyoruz. İslam medeniyeti bir zaman Arapların uzunca bir zaman da Türklerin ön planda olduğu bir medeniyet. Avrupa’da Türk demek Müslüman demektir. Merhum Aliya İzzetbegoviç’i ölmeden bir gün önce ziyarete gittiğimde bana, ‘Tayyip siz evlad- ı fatihansınız. Buralar buralar size emanet onun için bu emaneti koruyun’ dedi. Ertesi gün vefat etti. Mostar’ı nasıl bırakabiliriz? Oraları hiçbir zaman bırakmayacağız. Merhum Aliya’nın bu vasiyeti sıradan bir nezaket ifadesi değildir. Maziden atiye köprü kurmayı başaranlar güne ve geleceğe başka türlü bakarlar” dedi.

“Avrupa’da yeniden hortlayan ırkçılığı, yükselen yabancı düşmanlığını bu sürecin bir ayak sesleri olarak görüyorum”

Avrupa’da yeniden hortlayan ırkçılığa dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa’da yeniden hortlayan ırkçılığı, yükselen yabancı düşmanlığını bu sürecin bir ayak sesleri olarak görüyorum. Sömürgecilik üzerine kurulan insanları görünmez zincirlerle köleleştiren, sınırsız tüketime dayalı insanı metalaştıran düzenin nihai devam etmesi düşünülemez. Dün sanayileşme adına kurdukları sömürge düzenini bugün demokrasi adına sürdürenlerin yüzlerindeki makyaj dökülüyor ve gerçek yüzleri ortaya çıkıyor. Tüm saldırılara rağmen medeniyetimiz çelik çekirdeği sağlam duruyor. Dünyayı insani çizgide tutabilecek yegane güç İslam medeniyetidir. Ne DEAŞ, El Kaide gibi terör örgütleri ne de kendi toplumlarını inim inleten kifayetsiz yöneticilerin zulümleri değiştiremez. Mücevher çamura bulanmakta değerinden bir şey kaybetmez. Bize düşen bu üzerindeki çamurlardan arındırıp insanlığın hizmetine sunmaktır” diye konuştu.

“Müslümanlar diğer medeniyetlerin dolgu malzemesi, deneme sahası asla değildir” diyen Erdoğan, “İslam dünyası terörle, geri kalmışlıkla harap haldeyse bizlere bir anımızı bile huzurlu geçirmek haramdır. Irak’ta, Suriye’de olanları müsebbibi bizler Müslümanlarız. Vahdet ve uhuveti tam anlamadığımız için birileri kolayca kardeşi kardeşe kırdırabiliyor. Şu anda Irakta olanlar Suriye’de olanlar. Kim kimi öldürüyor. Varil bombalarını kim oradaki Müslümanlara yağdırıyor? Yine Müslümanlar değil mi? Koalisyon güçleri yağdırıyor diyorlar. Onları oraya kim davet ediyor? Davet edenler sözde Müslümanlar. Bir milyona yakın Müslüman Suriye’de öldü. 11 Eylül’de batı medeniyetinin sembolünden ikiz kuleler bir terör saldırısın yıkıldı diye kan ve ateşe boğdular. Bizim coğrafyamızda yıkılmamış eserimiz kalmadı. Şu anda Irak diye bir şey kaldı mı? Suriye, Halep, İdlib ne halde? Bütün o tarihi eserler yıkıldı gitti. Medeniyet çöktü. Medeniyet adına konuşanlar bunlarla ilgili bir kelam ediyor mu? Daha ne kadar yıkabiliriz onun için geliyorlar. Bu asrın hülagileri var. Buraları yakıp yıkanlar var” ifadelerini kullandı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu