Gündem

TÜRK OCAKLARINDA SICACIK OCAKBAŞI SOHBETLERİ

Türk Ocakları Balıkesir Şubesi’nin her 15 günde bir Salı günleri düzenlediği ocakbaşı sohbetlerinin bu hafta ki söyleşisine ben de davet üzerine katıldım. Türk Ocaklarını daha önceki dönemlerden çoğunuz bilirsiniz. Bir çok kesimin de bu ocaklara ön yargısı vardır. MHP’nin adeta arka bahçesi olduğu söylenir durur. Fakat yakın zamanda yönetim değiştiren Türk Ocakları Balıkesir Şubesi yaptığı çalışmalar ile kısa zamanda dikkat çekmeyi ve kendisini bu önyargıdan kurtarmayı başarmış bir topluluk. Başkan seçilen Tahir Korucuoğulları gerçekten neredeyse 24 saatini buraya ayırarak Türk Ocaklarına farklı bir vizyon getirmiş durumda. Göreve geldiklerinden beri ayrım yapmadan her siyasi partiye yaptıkları ziyaretler ocakbaşı sohbetlerinde ya da ayda bir düzenledikleri panellerde seçtikleri konular ve konuklar dışa açıldıklarının ispatı gibi. Benim katıldığım söyleşinin sunumunu Ali Rıza Demir hocamız yaptı. Konu’da hayli ilginçti. “Temel Kavramlar Işığında Alevilik” konusunu tüm detaylarına varıncaya kadar anlatan hocam sunumun bitmesini beklemeden araya giren tüm soruları da sabırla cevapladı. Zaten adı üstünde ocakbaşı sohbeti olunca panel havasından çok sanki bir evin salonunda karşılıklı sohbet samimiyeti ile ilerliyor konuşmalar. Bu sıcak ortamı hazırlayan başkanı ve yönetimini ayrıca tebrik etmek lazım.  Türk Ocaklarından bu kadar bahsetmişken kısa bir de bilgi vermek isterim.

Türk Ocağı Türkiye’nin en eski ve en büyük sivil Toplum Kuruluşu olma özelliğine sahip. Söylenilenin aksine her hangi bir siyasi partinin güdümünde kesinlikle değiller. Resmen 25 Mart 1912’de kurulan Türk Ocakları, kuruluşuna ilişkin çalışmalarına  1911 yılında başlayıp kendini geliştirmiş.Bir gençlik girişiminin sonuçlandırdığı bir oluşum olması sebebi ile diğer benzeri derneklerden ayrılıyor. Türk Ocaklarının, gençlerin kurduğu bir oluşum olması en büyük özelliği. 1922 yılında “Milli Mücadele”, zafer ile sonuçlanınca, ilk olarak İstanbul ve İzmir’de kurulan Türk Ocakları Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de destekleri ile sırasıyla tüm şehirlerde yavaş yavaş açılmaya başlamış ve böylece yaygınlaşmış.

Bakın bu noktada size önemli bir detay belirtmek istiyorum. 1927 yılında toplanan Türk Ocakları Kurultayında, Türk Ocağı Yasası’nda değişiklik yapılarak Ocak, Cumhuriyet Halk Partisi ile ilişkilendirilmiş. Bu değişikliğe göre, “Cumhuriyet, milliyet, muasır medeniyet ve halkçılık mefkurelerini takip eden Türk Ocağı, mefkureleri tahakkuk ettirmekte olan Cumhuriyet Halk Fırkası ile devlet siyasetinde beraber” olacaktı. Böylece, kuruluştaki “asla siyasetle uğraşmama” ilkesinden sapılmış, bir ucundan siyasete bulaşmış . Düşünebiliyor musunuz birçok kesimin MHP ile yanyana yürüdüğünü söylediği Türk Ocakları CHP ile ilişkilendirilmiş.Bunu duymak benim için de sürpriz oldu. Tabi bu durum Türk Ocaklarına üye kişilerce rahatsızlıkla karşılanıyor ve bir süre sonra Türk Ocakları 18 yıl sürecek bir kapatılma evresi bile yaşıyordu. Bu 18 yıllık aradan sonra 1949 yılında  Hamdullah Suphi Tanrıöver, Dr. Hasan Ferit Cansever, Burhanettin Develioğlu, Ahmet Mazhar Akifoğlu, Dr. Fethi Erden, Ragıp Nurettin Ege, Tevfik Noyan, Cevat Mustafa Emecan ve Cemil Behçet’in kurucu olarak gösterildiği bir Türk Ocakları Yasası ile, Türk Ocağının 10 Mayıs 1949’da, İstanbul’da yeniden açılarak Türk Ocakları çalışmalarına kaldığı yerden hiçbir siyasi partiye bağlı kalmadan çalışmalarına devam ediyor. Daha detaylı bilgiyi Türk Ocağı Balıkesir şubesini ziyaret ederek alabilirsiniz.

Ben özellikle bu sıcacık ortamı hazırlayan farklı konularda bilgilenmemizi sağlayan kendisini yakınen de tanıdığım Türk Ocakları Balıkesir Şubesi başkanı Tahir Korucuoğullarına teşekkür etmek istiyorum. Yönetime gelir gelmez dinamizmini ve vizyonunu ortaya koyarak Türk Ocaklarına olan bakış açısını değiştirdiği ön yargıları kırdığı ve her düşünceden her platformdan insanları Türk Ocağı’na davet ederek ağırladığı için…

************************************

Haftanın okunması gereken kitabı;

Prof.Dr. Cavit Orhan Tütengil’in 1953 yılından beri Atatürk ve Cumhuriyet Türkiye’si üzerine yazdığı makalelerin bir arşivi niteliğinde olan “Atatürk’ü Anlamak Ve Tamamlamak” isimli kitapta bahsedilenler; “Atatürk’ü Anlamak ve Atatürkçü Düşünceyi canlı tutmanın ilk basamağı, Atatürk’ü Tamamlamak ise Atatürkçü Eylemi geliştirmenin ilk koşulu olarak karşımıza çıkıyor.Bu kitap Cumhuriyet’in 52.yıl dönümünde, onun kurucusu ve ilk Devlet Başkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına yazılmış bir tarihtir aslında… Şiddetle tavsiye edeceğim ve biranönce temin edip, okuyup kütüphanenizin en güzel yerinde saklayacağınız bu kitap bence bu haftanın okunması gereken kitabı olarak şahsımca ilan edilmiştir.İyi okumalar…

************************************

Bana her konuda fikir ve önerilerinizi yazabileceğinizi sakın unutmayın dostlar sevgi ile kalın.

İletişim için; onurayan@hotmail.com

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu