Gündem

ÇANAKKALE SUSARKEN BEN AĞLADIM

Çanakkale susarken ben ağladım. Mermilerin havada ölüm kokusuyla dans ettiği gürültülü saatlerde eller duaya kalktı ansızın. Can Mehmet’in cesur yüreğinde toplanan memleket türküsü, mor bulutların alevinde ıslandı. Bir Çanakkale ki tarihe sığmadı, sığamazdı. Seni kalbime mıhlasam, konuk olur muydun ey Çanakkale? Kalıcı misafirim olsan da memleketimi baştan anlatsan bana, bir şehit torunu olan şu Çanakkaleli yüreği de ısıtsan kanatlarında. Zarif bakışların bahar muştusunda şahlanan duayen dudaklar, düşman askerinin puslu yollarda kurduğu tuzaklara kapılmadan ruhumuz coşkuya kapıldı. Kilitbahir, Gelibolu tarihî bir destana şahit olurken Biga, Yenice, Çan, Eceabat, Ezine ve birçok ilçe tek yürek oldu fedakâr halkıyla.

Seni bahara saysam, ilkbahar çiçeklerinin en güzelini sunsam gelincik kırmızısı o narin şehit bedenine. Toprağa şehit veren gözü yaşlı anaların acısı, mert duruşlu evin direği babaların sabrında kilitlendi de mühürleniverdi. Bir destandı Çanakkale, anlatılmakla bitmeyen olayların akışında tarihe altın harflerle yazıldı. Çanakkale’m sabırla savaşıp duasında susarken ben ağladım, yaşanılması zor olan o çetin manzaraya dayanamadım. Bir askerimiz su isterken cephede, matarasını bulamadan hüzünlenen su(suz)luğuna yandım. Mehmetçik (su)sarken kana kana, Çanakkale sustu mermilerin ortasında, elim kolum bağlıyken en çok da ona yandım. 1915’lerde anam doğmadı ki ben de dünyada yoktum elbette, işte o zamanları göremediğime yandım. Çanakkale sustu, ben ağladım. Açlığa ve susuzluğa azimle direnen bünye vatansız kalmaya dayanamadı elbet. Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet olma aşkı ne güzel bir aşktı ya Rab, aşkların en güzeliydi.

Fidan gibi delikanlılar aç susuz kalıp susuz kalışlarına ve şahadete (su)sarken Çanakkale (sus)tu, ben de ağladım. Damarlarımda dolaşan mübarek kanın bir damlası dahi esarete sürüklenmemeli, düşmana yem olmamalıydı meydan. Ecdat neler başarmıştı o harp gününde, Mustafa Kemal’in askerleri Çanakkale cephesinde savaştı cesurca, atamızı dünya tarih sahnesine çıkaran işte o cepheydi. Hazreti Muhammed’in Müslüman ordusunu andım Bedir Savaşında, Hendek Savaşında ve daha birçoğunda. Yurdun dört bir yanından savaşmaya gelen Anadolu’mun 15’lik çiçeği burnunda erleri vatan yolunda savaşıp cesaretini gösterdi, var olan gücünü sergiledi. Tebessümlerime gözyaşlarım saklandı da efil efil esen savaş rüzgârına direndim, Nusret Mayın Gemisinde burkuldu yüreğim. Bir Seyit Onbaşı ki Allah aşkıyla topu, mermiyi kucaklamakta… Kemikleri çatırdayana dek o devasa topu var gücüyle kaldırırken kendini kurşun yağmuruna siper etmekte Seyit. Mehmet Akif’in Çanakkale şiirinde titredi yüreğim, Çanakkale sustu ve ben ağladım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu