Gündem

CHP 36.OLAĞAN KURULTAYINDA OLAĞANÜSTÜ ŞEYLER YAŞANDI

Chp’nin 36.Olağan Büyük Kurultayı geçtiğimiz haftasonu “Adalet Ve Cesaret” sloganı ile sabahın erken saatlerinde büyük bir coşku ile başladı. Öğle saatlerine gelindiğinde Ankara Arena Kapalı Spor salonunda yaklaşık 70 bin kişinin olduğu söyleniyordu. Tabi ben dışarısını bilmiyorum ama içeride yaklaşık 25 bin kişinin olduğunu rahatça söyleyebilirim. Tribünler ufacık bir boşluk kalmamacasına doluydu. Orta alan; kurultay delegelerine ayrılmıştı. Oy kullanacak orta alanda ki 1266 delege; tribünlerde ki coşkuya nazaran daha sessiz bir şekilde etrafı ve konuşmaları takip ediyordu.Genel başkanlık için dört isim yarışacaktı. Tabi ki tüzüğe göre delegelerin yüzde onunun imzasını alabilenler ancak aday olabilecek ve kürsüde konuşma fırsatı bulacaktı.Aday adaylığı için adı geçenler mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce, Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk Eminağaoğlu’ydu. Önce kürsüye Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu açılış konuşmasını yapmak için çıktı. Alkış ve tezahüratlar içinde konuşmasını tamamladı. Divan başkanlığı için Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen önerildi ve divan başkanlığı için koltuğa oturdu. Bu arada genel başkan aday adayları imza toplamak için adeta salonda büyük bir mücadele içindeydiler. Kazanamasalar bile kürsüye çıkıp adaylık konuşmasını yapabilmek istiyorlardı.Bu esnada çalışma raporları ve hesap raporları okundu. Raporların okunmasının arkasından “raporlar için olumlu ya da olumsuz görüş bildirmek adına söz almak isteyen var mı” diye sordu divan başkanı. Muharrem İnce kurultay delegesi olarak söz istedi. Kürsüye çıkan Genel Başkan Adayı raporlarla ilgili konuşacağına salonunda coşkusu ve desteği ile başladı adaylık konuşması yapmaya. İşte bu saatten sonra yanlışlar da arka arkaya gelmeye ve kurultay da gerilmeye başladı. Muharrem İnce uzunca bir adaylık konuşması yaptı. Genel başkanı eleştirdi,daha çok da genel başkanın “A takımı” olan yürütme kuruluna yüklendi. O derece ki “ Eğer genel başkan olursam MYK’nın hepsini temizleyeceğim” diyerek büyük bir lokma da yuttu. Tüzük gereği daha henüz aday olmamıştı. Bu konuşmayı yapmaması gerekiyordu. Müdahale etmesi gereken divan başkanı Yılmaz Büyükerşen seyirci olmayı seçti. Onunla birlikte divan kuruluda seyredince Muharrem İnce şov devam etti. Konuşmasını bitirdiğinde sitem bile etti. Genel Başkan kürsüye çıktığında müzik çalınmış,konuşması bittiğinde de müzik çalınmıştı. Aynı şeyin yapılmasını istedi. “Müzikte de ADALET istiyorum” diyerek kürsüden seslendi. Ama müzik çalınmadı. Çalınmamasıda gerekiyordu. Çünkü adalet isteyen Muharrem İnce adaylığı netleşmemişken raporlara görüş bildirmek için söz istemiş ama adaylık konuşması yapmıştı. Bu noktada Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk Eminağaoğlu’nunda (madem eğer Adalet ise) adaylık konuşması yapması gerekliydi. Çünkü imzalar daha kontrol edilmeden Muharrem İnce ve Genel Başkan zaten konuşmalarını yapmışlardı. Divanın seyirci kaldığı ve tüzüğün ilk ihlali işte tam da bu noktada oldu.

Muharrem İnce’nin konuşmasına dönecek olursak; konuşma esnasında salondaki 25 bin kişinin en az 15 bininin açık bir şekilde sayın İnce’ye desteğinin olduğunu söyleyebilirim. Salon kararını vermiş ve Genel Başkanını Muharrem İnce olarak seçmişti. Ama oyu kullanacak olan delegelerin olduğu orta bölüm, tribünlerdeki coşkunun aksine çok daha sessizdi ve onlar gibi düşünmüyordu. İyi ve etkili bir konuşma yapan Muharrem İnce’nin salondaki algıyı döndürme çabaları aslında yerindeydi. Salonda algı Muharrem İnce’ye doğru dönmüştü. Hatta kendisine oy vermeyecek olan bazı delegeler dahil konuşmadan etkilenmişlerdi. En azından kulislerde konuşulan buydu. Muharrem İnce’nin konuşması sık sık alkış ve tezahüratlarla da kesildi. Nitekim konuşmasını büyük bir coşkuyla da bitirdi. Sonrasında delegeler fikirlerini bildirmek için divana isimlerini yazdırıp söz aldılar. Yaklaşık 40 delege konuşma yaptı. Tabi konuşmalar uzadıkça kulisler yoğunlaştı. Konuşmalar bittikten sonra imza kontrollerine ve adaylıkların açıklanmasına geçildi. İşte o noktada Muharrem İnce’nin topladığı imzalardan 49 mükerrer imza olduğu divan başkanı tarafından belirtildi. Divanın yapması gereken imza sahiplerini çağırıp imzanız hangi tarafta kalmalı diye sormak olmalıydı. Ama bu yapılmadı. Bu yapılmayınca, ikinci bir seçenek olarak imzaların geçersiz saylılması gerekirdi.Bu durumda da Muharrem İnce aday olamayacaktı.Divan; imzaları geçersiz de sayamadı. Divanın tüzük ihlalleri bu noktada devam etti. Peki neden divan bu imzaları geçersiz sayamadı derseniz; Bu saatten sonra adaylık konuşması yapmış ve salonun buyuk bir kısımını arkasına almış Muharrem İnce’nin aday olamayacağının açıklanması salonda büyük bir kaosa neden olabilirdi.Çünkü salon zaten Muharrem İnce’yi artık aday olarak ilan etmişti. Divan en başta Muharrem İnce’yi uyarmayarak ve adaylık konuşması yapmasına göz yumarak aslında kongrenin devamı için büyük bir hatalar zincirinin başlangıcını yapmış oldu. Tabi bu noktada diğer iki aday Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk Eminağaoğlu ne imza toplayabildiler ne de konuşma yapabildiler. Bu adaletsizlik de kongreye yakışmayan başka bir nokta olarak hafızalarda yerini aldı.

Biz imzalara geri dönelim. Divan yaşadığı panikle ne yapacağını bilmez bir haldeyken imdadına genel başkanın mektubu yetişti. Genel başkan divana yazdığı mektupta 49 mükerrer imzanın kendisinden silinmesini ve Muharrem İnce’ye yazılmasını ve aday olarak çıkmasını talep ettiğini yazıyordu. Düşünce ilk bakışta güzel görünüyordu. Ama divan başkanının bu mektubu açıkca tüm salona okuması Muharrem İnce’cileri kızdırdı. Muharrem İnce izin bile almadan kürsüye çıktı ve ikinci olay yaratan konuşmasını yaptı. “Ben lütufla aday olmam, hür iradesi ile imza veren delegelerin isteği ile olurum kabul etmiyorum” dedi. Bu konuşmaya da müdahele yoktu. Divan sınıfta kalmaya devam etti. Olayların gelişimi çok daha komik sürdü. Divan başkanı mikrofondan tüm salonun da duyacağı şekilde Muharrem İnce’ye sordu. “Bu durumda imza toplayamıyorsunuz adaylıktan çekiliyor musunuz?” dedi. O sırada Muharrem İnce salonda misafirleri selamlıyor, delegelere arkasını dönerek adeta sizler hür iradenizle seçim yapmıyorsunuz mesajını veriyordu. Delegelerden de tepkiler arka arkaya gelmeye başladı. Divan başkanı ikinci defa sorusunu yineledi. “Sayın İnce imzanız yeterli değil adaylıktan cekiliyor musunuz bu durumda?” İnce bu soruya da cevap vermedi. Divan insiyatif kullanıp 49 imzayı Muharrem İnce’den saydı ve iki genel başkan adayı olduğunu açıkladı. Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk imza toplayamadığı için aday olamadı. Ve oylamaya geçildi.

Çıkan sonuçlara göre 140 civarında imzası olan Muharrem İnce 447 oy aldı. Yaklaşık 1080 imza toplayan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ise 790 oy aldı. Toplanan imzalara ve alınan oylara bakınca aslında delegelerin kendi içinde nasıl büyük bir sıkıntı yaşadığını anlamak zor değil.

Ertesi gün PM için seçim vardı. Bir gün önce başvuruların 1000 kişinin üzerine çıktığı söylendi. Balıkesirin üç millletvekili de PM’ye adaylıklarını açıkladılar. Seçimin olacağı gün PM’ye aday olanların sayısı 500’e indi. Genel başkanının listesinde Balıkesirden kimseye yer verilmedi. Listede olmasına kesin gözü ile bakılan Ahmet Akın’ın listede olmaması genel başkanının artık iyiden iyiye Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Ahmet Akın’ı hazırladığı yorumlarına sebep oldu. Çünkü PM listesini oluştururken yakın arkadaşlarına bana PM’de önümüzdeki yerel seçimlerde hiçbiryere aday olmayacak arkadaşlar lazım dediğini biliyoruz. Genel başkanın listesinde aday gösterilen Sezgin Tanrıkulu’nun üzerinin çizilmesi, geçen dönem PM üyesi olan Balıkesir milletvekili Mehmet Tüm’ün bu sefer PM’ye girememesi delege tarafından genel başkana verilen önemli bir uyarı niteliğindeydi.. Çünkü Sezgin Tanrıkulu’nun ve Mehmet Tüm’ün yaptığı açıklamalar partiyi defalarca sıkıntıya sokmuş hatta Mehmet Tüm katıldığı şehit cenazelerinde birçok defa tepki almıştı. Son gün Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nında açıkca Muharrem İnceye destek verdiği halde PM’ye aday olması sürpriz olurken Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce ekibinden bazı kişileri listesine almak için ortak çalışma yaptığı yorumlarına sebep oldu. Kongre sonrası Muharrem İnce yaptığı açıklamada “Sayın Kılıçdaroğlu 1 saat önce benim rakibimde şimdi ise Genel Başkanım,seçimlerde omuz omuza mücadele edeceğiz” diyerek bütünleştirici bir konuşma yaptı. Adaylık konuşmasında da açıkca Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu dile getirmesi ve seçim sonrası bu ilginç yakınlaşma; Genel Başkanında bundan sonra ki süreçte Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin adayı olarak Muharrem İnce’yi göstereceği yorumlarına neden oldu.

Tüm bu sonuçlardan sonra CHP Balıkesir İl örgütü bana göre ilk önemli sınavından çok da kötü bir not almadı. Bu noktada yeni seçilen İl Başkanı Serkan Sarı’nın kurultay boyunca olağanüstü gayretleri, örgütü bir arada tutma çabası takdir edilmeye değerdi. Tabi ki örgüt içinde bağımsız davranmaya çalışan münferit birkaç durum söz konusu oldu. Ama Serkan Sarı başkanlığında ki il yönetimi bence bu süreci gayet iyi götürdü. Önümüzde ki günlerde örgüte daha da hakim olarak yerel ve genel seçimlerde başarı sağlayacak bir yönetim olma noktasında yeni seçilen CHP İl Örgütü umarım çok daha bütünleştirici bir tavrıla çalışmalarına devam eder.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu