Köşe Yazıları

KAZ DAĞLARINDA SALINAN KAR TANELERİ  

 Kaz Dağı’nın Sarı Kız Efsanesini bilir misiniz? Bu yaşanmış masalsı efsaneyi edebî dilde kaleme alınmış bir kitaptan okuma imkânınız oldu mu? İlkokul yıllarımdan bu yana severim Sarı Kız Efsanesi kitaplarını ve Balıkesirli yazarlarımızın kaleminden çıkan kendi kitaplarını da. Efsane ve masallar halkın dilinde ayrı ayrı dillendirilir, yazarların kaleminde de farklı güzelliklerle ballanıp baş tacı olmuş Sarı Kız. Kimilerine göre bu hayat hikâyesi yaşanmış ve tamamen gerçektir, kimilerine göreyse kurgudan ibaret masalsı bir sanat eseridir. “Ağrı Dağı Efsanesi” ile Yaşar Kemal’in “İnce Memed’’ romanını okumuştum. Lâkin coğrafî konum ve kültürel değerler, kurgu bakımından Sarı Kız Efsanesi ile karşılaştırırsak birtakım nüanslar var. Yaşar Kemal; romanlarında Akdeniz’in Dağları, Adana ve Çukurova halkı, Akdeniz turunçgilleri ve farklı tabiat bitkileri, ağalık sistemi, jandarmayla çatışmalar, efelik-eşkıyalık konularına yer verir. Aşk vardır: Memed ile Hatçe’nin aşkı. Fakat köyün ağalarıyla ve toprak mücadelesiyle geçen çatışmalar; aşk ve sevgiden ziyade size şiddet, baş kaldırma, silâh kullanmayı cezp eder.

 

 

Sarı Kız Efsanesine gelince… İnce Memed’ten apayrıdır onun yaşanmışlığı. Kaz Dağları, Marmara ve Ege Denizi, Marmara’nın kültürü, Balıkesir’de yetişen endemik bitkiler, Edremit ve Akçay’ın güzellikleri bir başka cezp edicidir bu sonu hüzünlü efsanemizde. Elbette hikâyenin, masalın sonunu anlatıp sonlandırmak hoş olmaz. Okumayanlar da araştırsın, kütüphane arşivi için koştursun. Kırlarda, Balıkesir Kaz Dağlarında adı üstünde kazlarını güden bir kızcağızdan bahsetmek gerek. Aşk, kavuşamama, acıklı son, insanı zarif bir araştırma merakına sürükler. Balıkesir’in deniz güzeli Akçay’a gidin, zeytinleriyle ünlü şehri Edremit’e uğrayın ki muhakkak bir yerlerde Sarı Kız Heykeli yahut Sarı Kız Çeşmesine rast geleceksiniz. Ah Sarı Kız! Sen gittin de yas tuttu dağlar. Masalın sonunu anlatamadan uçuştu kar mevsimi. Ömrün sonbaharı gibi hikâyen hazan vaktine büründü. Kar taneleri kapladı şimdi o dağları. Altın madeni arayan dağdaki madenciler aslında altın kalpli olan Sarı Kız’ı aradı belki de.

 

 

          Kar tanelerine tutunup nazikçe yere indi kar mevsimi, gökten ‘sen’ düşercesine yas için veda etti dağlara kar. Kâh hüzün kâh aşk olarak düştü her kar tanesi yorgun gönlüme. İnsan ömrü gibi kısaydı kar tanesinin ömrü, kalbi kırılır gibi eridi ellerimde. Sonsuzluğa uzanan beyaz melek gibi uçtu kanatsız taneler. Çocukların iyilik perisi oldu ve hicran elbisesine buse kondurdu kar. Hasretimi örttü lapa lapa yağan kar. Yalnızlığıma konuk oldun da beyaz düşlerime dua ettin. Kaz sürüsü olmadan, zeytini tadılmadan, sen kalemime konuk olmadan anlatılmazdı Balıkesir. Lavanta bahçelerinin kokusu manolya çiçeğine karıştı. Kuva-yı Milliye Şehri Balıkesir’de salındı her koku. ‘Kolonyalarıyla ünlü şehir’ diye bilinir, lavanta toplamanın keyfiyle şen idi bu topraklar. Efsanedeki bu kızımızın kaz güttüğü, çoban sürülerini iz sürdüğü topraklardan geliyordu bu koku.

 

 

               Gökyüzünde duaya kalkınca unutulan, suya hasret gözlere ilham olan suya sadaka oldu tenindeki beyazlık. Sen gidince yalnızlığı giyindi toprak, papatya çiçeğine boyanan gelin misali süslendi doğa. Sıcak düşlerin gülüşüydü kar tanesi. Kaz Dağlarına kar yağdı gülüm! Buzdan parlak cam gibi billurluğuyla can oldu susayan kalplere. Ebruli bereketinle, senin masalınla nefes alışın timsali oldu bu mevsim. Mevsim kış, dağ yokuş, dillerde efsanevî bir yakarış…  Ak p(ak) düşlere pamuk gibi yerleşti mevsim.

 

 

     Kaz Dağlarında salınan her bir kar tanesi apayrı bir hikâyeye yolcu olur. Toprak altındaki şehitler, toprak üstündeki ecdadın torunları ve kardelen çiçekleriyle buluşur. Kardelen çiçeği topladınız mı? Karı delip yer altından azimle çıkan, soğuğa sabırla direnen, sadece kış mevsimine özgü zarif bir çiçek. Çocuklar da birer kardelendir. Her biri bembeyaz bir gelecek, belki içlerinden bazıları birer Sarı Kız olacak gün gelecek. Kar taneleri kardelen çiçeğine büründü, Kaz Dağları çiçeklendi sükûnetle. Edremit’ten Balıkesir’e uzandı ılık bir rüzgâr, Kaz Dağlarını kucakladı tüm masallar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu