GündemSiyasetTürkiye Gündemi

Kılıçdaroğlu: ABD’nin FETÖ elebaşını iade etmesi lazım

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP’li heyetin Gülen’in iade dosyasını inceleme raporuna ilişkin, “Bu dosyalara göre Amerika’nın bize iade etmesi lazım.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığı’nda incelemede bulunan heyetin raporuna ilişkin, “Bana gelen 3 sayfalık bir rapor var, aynı rapor Sayın Muharrem İnce’ye de verildi. Orada bazı usul eksiklikleri var ama bunlar çok hayati usul eksiklikleri değil. Bu dosyalara göre Amerika’nın bize iade etmesi lazım. Amerika’nın ısrarla somut belge istediği ifade edildi.” dedi.

Kanal D’de canlı yayınlanan “Kılıçdaroğlu ile Seçim Özel” programına konuk olan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Kandil operasyonuna ilişkin, Türkiye’nin terörden çok çektiğini, 10 binlerce insanını kaybettiğini belirterek, terörle mücadelenin meşru hakları olduğunu söyledi.

Terör varsa teröre karşı tavır tanıkılması terörün sonlandırılmasının herkesin ortak arzusu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, iktidarın terörü bitirmesi halinde önce kendisinin gidip onları tebrik edeceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, CHP’nin, terör örgütü PKK ve HDP ile aynı safta yer aldığına yönelik eleştirilerle, partisinin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Kandil’de terör örgütü üyelerinin kalmadığı şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine şunları kaydetti:

“Gazetelerde zaman zaman okuyoruz, PKK terör örgütünün Kandil’den ayrılıp başka bir alana konuşlandıkları yönünde. Tabii bizim istihbarat örgütümüz yok. Oralarda teröristler var mıdır, yok mudur bilmiyoruz, sonuçta Kandil’in öteden beri PKK’nın yuvalandığı bir yer olduğunu biliyoruz.”

“PKK’nın Türkiye’de saldırdığı tek siyasi parti lideri benim”
CHP’nin suçlanması kadar mantık dışı bir şey olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, PKK’nın Türkiye’de saldırdığı tek siyasi parti liderinin kendisi olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, “Yanında olsak PKK neden bize saldırsın. Çok saçma bir şey. Siyaset her zaman ahlak ister, ahlaki normlarda siyaset yaparsanız, toplumda kabul görürsünüz. Bizim herhangi bir terör örgütüne destek verdiğimizi kanıtlasınlar, biz siyaseti tamamen bırakırız ama onlar sabah, öğle, akşam oturdular, PKK ile konuştular her türlü görüşmeleri yaptılar. Bunu herkes biliyor.” diye konuştu.

CHP’nin varlık nedeninin Türkiye’nin çıkarlarını savunmak ve terörü bitirmek olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Namus sözü veriyorum, 4 yılda terörü bitirmezsem siyaseti bırakırım. Sorunun çözümü akılla, aklın kullanılmasıyla olur. Siz aklınızı kullanmayıp da başkalarının telkiniyle sorunu çözmeye kalkarsanız başkalarının maşası olmaktan öteye gidemezsiniz.” ifadelerini kullandı.

“Sorun Kandil’i almak değli, sorun terörü çözmek”
Kılıçdaroğlu, buradaki en büyük hatanın, meşru bir organı gayrimeşru bir organla muhatap kılmakla yapıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sorunun çözümü Meclis’te. Bu iş bir siyasi olaydır. Siyaset kurumu sorunun çözümüyle ilgili sorumluluk almadı. Güvenlik güçlerine havale edildi. 35 yıldır çözülmüyor. Sorunun çözümü için samimi ve dürüst olacaksınız. Gizli kişisel bir ajandanız olmayacak. Kapalı kapılar ardından halka hesap veremeyeceğiniz vaatlerde bulunmayacaksınız. Halka belli aralıklarla bilgi vereceksiniz. Bu işin gizli kapaklısı yok.”

Kandil operasyonunun seçmen davranışlarını nasıl etkileyeceği sorulan Kılıçdaroğlu, bu operasyonun seçmen davranışını değiştireceğini sanmadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, Kandil’e defalarca operasyon düzenlendiğini ifade ederek, “Sorun Kandil’i almak değil, sorun terörü çözmek. Kandil’i alırsınız, terör örgütünün liderleri, militanları kaçar başka bir yere. Sorun PKK terör örgütünü bitirmektir. Eğer bunu bitiriyorsanız gelip tebrik edeceğim sizi. Sorunu bir boyutuyla ele alıp değerlendirirseniz yanlış olur. Sorun çok boyutludur. Akılcı politikalarla terörü sonlandırmak mümkün. ‘Seçim zamanı gidelim, operasyonu yapalım, bizim oylarımız artar’, kargalar bile buna güler.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin seçilmesi, Millet ittifakı’nın da çoğunluğu sağlaması halinde İnce’nin Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatının kurulması konusunda önemli bir adım atarak İran, Irak ve Suriye’yi ziyaret edeceğini anlattı.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez dış politika konusunda proje ürettiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, dış politikanın milli olması, iktidar ve muhalefetin birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, Ortaoğu’nun barışını ve imarını sağlayacaklarını, bölgeyi bir barış havzasına dönüştüreceklerini ifade ederek, “Göreceksiniz 4 yıl içerisinde Türkiye’yi dolara boğacağız. Gidip kimseye yalvarmayacağız, kendi öz gücümüzle bölgede istikrarı sağlayacağız, barışı sağlayacağız ve bölgeyi yeniden inşa edeceğiz.” dedi.

“Suriyelileri evlerine göndereceğiz”

Bu proje ile beraber Türkiye’de bulunan Suriyelileri evlerine gönderip göndermeyecekleri sorulan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Elbette Suriyelileri göndereceğiz, gayet açık gayet net. Onların evini, yolunu parkını, hastanesini yapacağız, ‘buyrun kardeşim kendi ülkenize gidin’ diyeceğiz. Dönmek istemezlerse de gidecekler. Birisi Almanya’ya, Amerika’ya, Fransa’ya gittiği zaman eğer orada izinsiz duruyorsa göndermiyorlar mı? Biz devletiz. ‘Evini, yolunu, okulunu yaptık buyrun kardeşim gidin kendi ülkenize.’ Bu kadar basit. Biz Suriyelilere ikinci sınıf yurttaş muamelesi yapmak istemiyoruz. Eyvallah savaştan kaçtılar, baktık 30 milyar dolar para harcadık. Herhangi bir şekilde itirazımız yok ama orayı barış havzasına döndürdüğümüz zaman biz orada istihdam sağlayacağız.”

“Dış politika vicdan üzerine inşa edilemez”

Kılıçdaroğlu, “Pek çok katliamın arkasındaki Beşar Esad’la aynı masaya oturmak, yüz yüze görüşmek acaba içinizde bir sorun yaratmaz mı? Vicdanen soruyorum” şeklindeki bir soruya, dış politikanın vicdan üzerine inşa edilemeyeceği cevabını verdi.

Dış politikanın barış üzerine inşa edilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Dostluk üzerine inşa edilen dış politika iki ülkenin de çıkarınadır. Biz çıkarlar üzerine, dostluklar üzerine inşa etmek zorundayız. Ortadoğu’da barışı sağladığımız zaman demokrasi kültürü de yaygınlaşacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden sonra OHAL’in kaldırılabileceği yönündeki açıklamaları hatırlatılan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın söylediklerine güvenmiyorum, söyledikleri topluma güven vermiyor artık. Seçimden sonra da kaldırmayacak, OHAL’le yönetmek istiyor Türkiye’yi. OHAL’i baskı aracı olarak kullanıyor.” görüşünü dile getirdi.

“Bu dosyalara göre Amerika’nın Gülen’i bize iade etmesi lazım”

FETÖ ile mücadelede somut bir planlarının olup olmadığı ve İnce’nin seçilmesi halinde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in iadesine yönelik ne yapacakları sorulan Kılıçdaroğlu, ABD’nin Gülen’in darbeye ile ilgili talimat vermesiyle ilgili somut bilgi istediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, Gülen’in iadesine ilişkin belgeleri incelemek üzere, Adalet Bakanlığı’na giden CHP’li heyetin elde ettiği bilgilere yönelik görüşü sorulması üzerine, şunları söyledi:

“Ben dosyalara bakmadım, bana gelen 3 sayfalık bir rapor var. Aynı rapor Sayın Muharrem İnce’ye de verildi. Orada bazı usul eksiklikleri var ama bunlar çok hayati usul eksiklikleri değil. Bu dosyalara göre Amerika’nın Gülen’i bize iade etmesi lazım. Amerika’nın ısrarla somut belge istediği ifade edildi. Ben de onu söylüyorum.”

İsrail’in 66 Filistinliyi ödürmesi karşısında hükümetin sadece miting düzenlediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, yetkili olması halinde ilk yapacağı işin, İsrail’le olan anlaşmaları iptal etmek olduğunu aktardı.

“Man Adası davasındaki tazminat kararı”

Kılıçdaroğlu, “Man Adası davasında aleyhinizde bir karar verildi. Siz de ‘Türkiye’de kazanamazsam AİHM’e giderim’ dediniz. AHİM’e mi gideceksiniz?” şeklindeki bir soruya şu cevabı verdi:

“Man Adası Devleti var. İlk kez ben söyledim, herkes duydu. Türkiye üzerinden 18 milyon doların gittiği ve tekrar geldiği belgelidir. Hangi belgeler? Halk Bankası’nın makbuzları. Hakkımda dava açıldı. Avukatım reddi hakim talebinde bulundu. Hakim, reddi hakimi talebini reddetti. O hakim, süre talebini kabul etmiyor ve beni tazminata mahkum ediyor. Bunlara hakim falan denilmez. Kusura bakmasın, o kişi de hakim değil. FETÖ’cülükten atılmış, sonra tekrar göreve iade edilmiş. Kendisinin FETÖ’cülüğünü gizlemek için beni 197 bin lira tazminata mahkum etti. Etsin, ne olacak ki? Ondan korkacak mıyım? O davayı, Yargıtay’da, Anayasa Mahkemesi’nde AHİM’de de kazanırım. Delillerin tamamı doğru.”

“Kampanya açacağım”

“197 bin liranız var mı?” şeklindeki soruya, “197 bin lirayı nereden bulacağım” diye cevap veren Kılıçdaroğlu, “Bulacağım. Kampanya açacağım. Ama eğer isterlerse götürüp vereceğim. Yargıtay kararını beklerlerse zaten Yargıtay bu davayı reddedecek. Akıl var, mantık var.” ifadelerini kullandı.

Seçim sürecinde hem kendisinin hem de Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin yürüttüğü ikili seçim çalışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, İnce ile birlikte olağanüstü bir işbirliği sergilediklerini söyledi.

Gittikleri her yerde farklı etkinlikler ortaya koyduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, İnce’nin yükselişinin devam ettiğini belirterek, “Sayın İnce son derece güzel ve heyecanlı mitingler yapıyor. Bizler vaatlerimizi, neler yapacağımızı, kaynakları nerede bulacağımızı açıklıyor ve kendimizi anlatıyoruz.” dedi.

Başörtüsüne yönelik bir yasak getirilmesinden yana olmadıklarını, İstanbul’da başörtülü bir kişiyi milletvekili adayı gösterdiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, CHP’ye yönelik kara propaganda yapıldığını, Kur’an Kursları ve İmam Hatip Liseleri’ni kuran partinin CHP olduğunu ve hiçbirisinde şikayetçi olmadıklarını vurguladı.

Kılıçdaroğlu, eğitim politikalarına yönelik eleştirilerde bulunarak, “Bir ülkeyi geri bırakmak istiyorsanız işgal etmenize gerek yok. Eğitim sistemiyle oynayacaksınız. En son sınav yaptılar. Sonuçları seçimden sonra açıklayacaklarını söylüyorlar. Neden ve hangi gerekçelerle seçimden sonra? Büyük hataları var.” diye konuştu.

“Merkez Bankası asla bağımsız değil” diyen Kılıçdaroğlu, “Ben de biliyorum, bütün dünya da biliyor. Ekonomi bilmiyorlar bunlar. Önce Erdoğan, sonra Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Londra’ya gittiler. Erdoğan’ın çok doğru olan bir sözü var. ‘Borç alan, emir alır’ diyor. Şimdi bunlar borç aldılar ve emir alıyorlar.” ifadelerini kullandı.

“Avusturya’nın tavrını kınadık”

Avusturya’nın Müslümanlara yönelik uygulamalarını haksız bulduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “7 caminin kapatılması doğru değil. Eğer siz demokrat bir ülke iseniz inançlara saygı göstermek zorundasınız. Avusturya’nın tavrını şiddetle kınadık, kınıyoruz. Bunu yapıldıktan sonra Avusturya’nın ‘Benin ülkemde demokrasi var’ iddiası havada kalıyor.” yorumunu yaptı.

Miting meydanlarında gündeme getirilen istifa tartışmalarına da değinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Ne Sayın İnce ne de Sayın Erdoğan istifa eder. İnce, gayet demokratik bir talepte bulunarak Erdoğan’ı televizyon kanallarında tartışmaya davet ediyor. Erdoğan ve İnce, televizyon kanallarında iki uygar insan olarak karşılıklı olarak oturup tartışabilirler. O da aday, bu da aday. Gelirler, tartışırlar, vatandaş evinde izler ve buna göre kararını verir. Eğer biri bundan kaçınıyorsa, demek ki öz güveni yoktur.” değerlendirmesinde bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından gündeme getirilen af konusu da sorulan Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Af konusu ciddi bir konu. Parlamentoda görüşülerek çözüm getirilebilir. Bunlar ittifak yaptılar ama birisi ‘Af çıksın’, diğeri ‘Hayır çıkmaz’ diyor. İttifak dediğimiz ilkeler üzerine olur. Bizim Millet İttifakı’mız ilkelere dayalı. Neyi amaçlıyorsak bir, bir buçuk sayfalık metin hazırladık. Oysa Cumhur İttifakı’nda bir komedi izliyoruz. Meral Hanım, bu ittifak için ‘Zoraki bir evlilik’ demişse yine iyi bir tarif. Oysa ortada bir evlilik bile yok. Biri ‘A’ diğer ‘Z’ diyor. Arada 27 harf var. Fark bu kadar büyük. Elbette ki her partinin farklı düşüncesi olur. Ama ortada bir Cumhur İttifakı yok. Üzülerek ifade edeyim. Bir partinin, diğer partinin gölgesine sığındığı bir pozisyon var. Bu benim içime sinmiyor. Hele hele köklü bir siyasi partinin, bir başka partinin gölgesine sığınması içimi acıtıyor. Ülkücülük sıradan bir olay değildir. Ülkücülüğün özünde, vatan, bayrak sevgisi vardır. Dürüst ve ilkeli siyaset vardır. ‘Her türlü milliyetçiliği ayağımın altına alıyorum’ diyen bir kişi ile adı ‘Milliyetçi’ olan bir partinin yanaşmasını doğru bulmuyorum. Burada ilke yok. Ortak konular olması lazım. Ama ortaklaştıkları bir konu yok. Siz biliyorsanız bana da söyleyin.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyuna yansıyan bütün anketlerde HDP’nin barajı aştığının görüldüğünü vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“HDP, Millet İttifakı’nın dışında bağımsız giriyor. Bütün anketlerde HDP’nin barajı aştığı görülüyor. CHP’lilerin kendi partisinin dışında bir başka partiye oy vereceklerini düşünmüyorum. Sonuçta eğer partililerse kendi partilerine oy vereceklerdir. Düşündüğüm bu. HDP parlamentoda grup kurduğu zaman tabii ki parlamentonun dengeleri ona göre değişecektir.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu