Gündem

Milli(yetçi) Adalet ve Kalkınma

Milli(yetçi) Adalet ve Kalkınma

 

Anket şirketi ORC’nin Ocak ayı içerisinde yaptığı son değerlendirmelere göre AK Parti’nin oy oranı yüzde 53, CHP’nin oranı yüzde 23,6. MHP’nin oranı ise yüzde 15,8 şeklinde. Bazı medya organlarının yelkenlerine rüzgâr üfleyerek meclise kadar taşıdığı HDP, bugünlerde yüzde 6,5 gibi baraj altı bandında görünüyor. Aynı anket şirketi tüm seçmenleri kapsayan bir araştırma daha yapmış. Buna göre “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye güveniyor musunuz?” sorusuna %58 güveniyorum, %42 güvenmiyorum sonucu çıkmış. 36 ilde 10-11 Ocak tarihleri arasında toplam 2340 kişi ile ‘‘CATI-Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi’’ yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmada aynı soru CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için de yöneltilmiş. Sonuçlar düşündürücü. Tüm seçmen kitlesini kapsayan ankette Kılıçdaroğlu için yüzde 79.2’ güvenmiyorum sonucu var.

 

Birisi son seçim sonuçlarına göre kendi seçmen kitlesinin çok üzerinde oy almış ki, desteğin nereden geldiği oldukça açık. Diğeri, ana muhalefet parti lideri fakat güven durumu kendi parti seçmeninden bile aşağı düşmüş durumda. Kılıçdaroğlu için söylenecek çok sözüm yok, ben kendisinden memnunum ama Devlet Bahçeli üzerinde yorum yapabilirim. Mesela 7 Haziran seçimleri sonrası bu anket yapılsa, bugün Bahçeli’ye güven duyduğunu söyleyen AK Parti kanadı aynı şıkkı seçer miydi, hayır. Peki ne oldu da o dönem “Hayır” diye direnerek koalisyona bile yeşil ışık yakmayan Bahçeli, bugün anayasa değişikliği sürecinde AK Parti ile yakınlık kurdu?

 

Bence olan şu; 15 Temmuz’da yaşanan hainlik, tüm Türkiye sevdalılarını etkilediği gibi MHP Lideri’ni de derinden sarstı. Seçim öncesi CHP ile birlikte iktidara özellikle yüklendiği 17/25 FETÖ darbe girişiminin, esasen hükümete yönelik komple olduğunun detaylarıyla yüzleşti. Hükümet kanadı, kamuoyuyla paylaşamadığı mahrem bilgileri, devlet adamı olduğuna inandığı Devlet Bahçeli’yle paylaştı. Bahçeli, gerçekte operasyonun Recep Tayyip Erdoğan’a değil, Türkiye’ye yapıldığına detaylı bilgilerle şahit oldu. HDP’nin barajı aşması, kendi partisi MHP’nin dağılması için FETÖ destekli yaşanan gelişmeleri bilen MHP Genel Başkanı kararını Türkiye’den yana kullandı.

 

Yeni anayasa, yada başkanlık sisteminin bugün için çok bir değişim olduğunu düşünmüyorum. Çünkü rejim değişecek iddiası ile ‘Diktatör’ olacak korkusunu ülkeye yaymaya çalışılan algı operasyoncuları, Tayyip Erdoğan’a son 10 yıldır bu sıfatı yapıştırmıştı zaten. Yani CHP’nin ve dış güçlerin olmaz dediği her şeyi yapabilecek gücü zaten kendisinde bulan bir Cumhurbaşkanı ve iktidar var şu an.  Örnek çok, mesela en önemlisi sandık sonuçları, mesela 27 Nisan e muhtırası ve ardından gelen kapatma davası, gezi olayları, 17/25 darbe girişimi ve son olarak 15 Temmuz kalkışması. Bunları atlatabilecek iktidar gücü hiç oldu mu Türkiye’de? Başörtüsü olmak üzere kendisine oy veren kitlenin hangi dediğini yerine getiremedi? Demem o ki, bugün hayatta olan Recep Tayyip Erdoğan’la sorun yok ama sonrası için, tekrar o eski Türkiye günleri yaşanmaması adına yapılan bir değişiklik bu çalışma.

 

CHP’nin gelecek başkanlık sisteminde en korktuğu şey bir daha koalisyonun olmayacağı. Öyle ya, son tek başına iktidarı, tek partili yıllarda 1950’de gören bir CHP’den bahsediyoruz. Yüzde kırkı kırk yıl önce görmüş, bugün oy bandı %25 lerde seyreden bir partiden bahsediyoruz. İktidar olmak için seçmenin %51’inden destek alman gerek. Var mı bu potansiyel, yok. E adam neden böyle bir sistemi desteklesin ki? Bunun dışında bir dertleri yok. Zaten dertleri olduğunda cazgırlık dışında yaptıkları bir icraat yok. Cazgırlıkta son örneği de komik. Şunu yapacakmış CHP’liler. Ayın 16’sında saat 16’da, 17’sinde saat 17’de, 18’nde saat 18’de bulundukları ortamda ayağa kalkacaklarmış.

 

Kardeşim, ayağa kalkmasını istediğin kitle kim? Halk, yani seçmen.

Meclisin oyladığı değişiklik en son kime sorulacak? Halka, yani seçmene.

E o zaman milleti ne diye oturtup kaldırıyorsun?

 

Koyarsın sandığı önüne, sana ne istediğini söyler. Ne bu oturup kalkmalar, insan bacağı ısırmalar. Daha önce de alkış, tencere tava falan vardı. Yani CHP kendine göre haklı ve durumdan eğlence çıkararak kafasına göre takılıyor.

 

Devlet Bahçeli tezimi şöyle sonlandırmak istiyorum. Bahçeli, tercihini Türkiye’nin geleceğinden yana kullandı dedim ya. Burada kendi partisinin geleceği ile ilgili de bir değerlendirme yaptı. Yazımın en başında ORC’nin son anket sonuçlarını vermiştim. Elbette gerçek sonuç sandıktır ama anketlerde üç aşağı 5 yukarı durumun röntgenini çekiyor. Buna göre MHP’li yada MHP’siz Erdoğan’ın istediği başkanlık bu ülkeye artık çok yakın. Bahçeli’de bu gerçeği görenlerden ve bundan sonraki yol haritasında yeni Türkiye’yi tercih etti. Bence artık Türkiye sağı, Refah Partisi’nin içerisinden filizlenen AK Parti ekseninde son halkasını da içine katarak; ANAP,DYP, MHP bileşenleriyle yoluna devam edecek. Hatta partinin ismi: Mili(yetçi) Adalet ve Kalkınma’da olabilir.

 

Peki seçim olur mu?

Evet, hem yeni sistemde ki görev dağılımı, hem de şu an bünyede bulunan sakıncalı piyadelerin trenden indirilmesi için referandum sonrası durak, sandık olacaktır.

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu