Gündem

NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR?

Nerede o eski bayramlar? Nerede o eski Ramazanlar? Heep kurduğumuz cümleler. Neden hep geçmişe özlem duyarız hiç düşündünüz mü?

Eskiyi bugünlere taşımak demek ki aslımızı yaşatmak gibi. Burada en büyük görev eski gelenekleri genç nesillere aktaracak olan büyüklere düşüyor. Nerede o eskiler derken bugün o eskilerin yaşatılması gerekiyor. Özlem duyduğumuz ve duyacağımız güzellikleri bugüne taşımamız ve yaşatmamız gerekiyor. Ramazan davulcuları da öyle. Çok önceleri heyecanla pencere kapı önünde sesini duyarak mani dinlemek bizi mutlu etmez miydi. Tecrübeli davulcuların ağzında adın ne küçük? Diye sorulan ve söylendiğinde hemen aşık atışması gibi dökülüveren maniler…

Günümüzde davulcular sahurda uyandırmak için sokak ve cadde aralarında davullarını çalıyor ama hiç mani duymuyorum. Özlüyor insan…Geçmişe dönüp yeniden çocuk olmak istiyor…

Gelelim sofralara; Kuru hurmalarla, güllaçlarla şenlenen iftar sofralarına. Mahalle fırını önünde sıcak pide uğruna girilen sıralara. O sıralar hala günümüzde de aynı. Dün epey bekledim. Nohutlusunu da yapmaya başlamışlar pidenin sırada konuşuyorlardı. Aldım. Ama pide kokusu bir başka…

Geleneği bozmadan dedim ya, gerçekten de öyle. Ben kendimi bildim bileli bir özlemdir gidiyor maziye. Gel gör ki bununla alakalı hiçbir şey yapılmıyor. Mesela artık çocuklar top patlamasını beklemiyor camlarda, esnaf iftara göre planlamıyor çalışma saatlerini, tiyatrolar Ramazan matineleri düzenleseler de yatsı ile iftar arasında kimse çalmıyor kapılarını… Bence burada en büyük görev büyüklere yani önceki nesillere düşüyor. Zira eski gelenekler ve bilgiler ne kadar güzel aktarılırsa o kadar kolay yaşatılabiliyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu