GündemHüseyin YıldırımKöşe Yazıları

OKUMAK, OKUMAK VE YİNE OKUMAK

‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ Zümer Süresi,9

İslam Dini,  bilgiye ulaştıracak bütün meşru yolları açık tutmuştur. Bilgi, okuma ve öğrenmek için, zaman, mekan, yaş sınırı koymamıştır. Erkek ve kadın herkese beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi emretmiştir. Hayatın her aşamasında  kişinin kendi durum ve konumuna göre ilimle iç içe olmasını istemiştir.
Allah cc bilginin ve okumanın önemine vurgu yapmak için ilk vahyinde: ‘Oku yaratan rabbinin adıyla oku!O insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, rabbin nihayetsiz kerem sahibidir ki o, kalemle yazı yazmayı öğretendir. İnsana bilmediğini o öğretti.’ Buyurmuştur. Alak Süresi,1-5

İslam’da, ilim öğrenmek ve öğretmek ibadet  olarak kabul edilmiştir. Bilginin insanı yücelteceği Kuran-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir: ‘Allah, içinizden inananların ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir.’ Mücadele Süresi,11

Allah cc Kuran-ı Kerim de ‘Biz insanlara böyle misaller veriyoruz. Bunu ancak alimler anlayabilirler.’ Ankebut Süresi,43

Başka bir ayette ‘Allah’a karşı ancak; kulları içinden alim olanlar derin saygı duyarlar.’Fatır Süresi,28

Rabbimiz bu ayette alim veya bilgili olmayı üstün özelliklere sahip  ve değerli kişiler olarak anlatmaktadır.

Peygamberimiz  Efendimiz  sav Kim ilim öğrenmek için yola çıkarsa, Allah Teâlâ ona cennet yolunu kolaylaştırır. Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Göklerde ve yerde bulunan varlıklar, hatta sudaki balıklar bile âlimlerin bağışlanması için Allah’a yalvarırlar. Bir âlimin sadece ibadetle uğraşan bir kimseye üstünlüğü, on dördüncü gecesinde ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin mirasçılarıdır. Peygamberler altın gümüş değil, sadece ilmi miras bırakmışlardır. İşte bu ilim mirasına konan kimse, çok büyük bir kısmet kazanmış olur” Ebû Dâvûd, İlim 1; Tirmizî, İlim 19.

Yine örnek aldığımız İslam alimlerinin hayatında okumak, okutmak ve bilgiye ulaşmak için her türlü engel veya zahmeti çekseler bile hiç yılmadan çalıştıklarını görmekteyiz. İmam Fahreddin Razi bir sözünde ‘yemek yerken geçen zamanıma üzülüyorum’ demişlerdir. Yine Büyük Alim Serahsi ise hapis de iken büyük eseri 30 ciltlik el-Mebsut’u kaleme almıştır.

Peygamberimiz Efendimiz sav ise Bedir savaşı sonrası insanlık tarihinde bir ilk olan okuma ve yazma seferberliği başlatmıştır. Esirler arasında okuma-yazma bilenler şayet Müslümanlardan on kişiye okuma-yazma öğretir ise esir hürriyetine kavuşacaktır. İşte bu uygulama insanlık ve İslam tarihinde bir ilk olmuştur. Aynı zamanda dinimizin okuma-yazmaya verdiği önemin en büyük göstergesidir.

Peygamberimiz Efendimiz sav bir hadislerinde “Ben ancak muallim olarak gönderildim…” buyurmuştur. İbni Mace, Sünnet, 1

Bu duygularla her yaştan kardeşlerimizi okumaya davet ediyoruz. Kış ayları yaklaşırken okullar açıldı ve geceler uzamaya başladı. İşte, bizler evde, dükkanda ve kahvede olsun günlük 30 dakika okuyalım. Peygamberimiz sav’in izinde olduğumuzu gösterelim….

Rabbimiz, tüm inananlara okuyan, anlayan ve yaşayan olmayı nasip eylesin..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu