Hüseyin YıldırımKöşe Yazıları

Ramazanoğlu Mahmut Sami ks Hazretleri ve Hayatından örnekler…

“(Ey Muhammed!) Sen hangi işte bulunursan bulun, ona dair Kur’an’dan ne okursan oku ve (ey insanlar, sizler de) hangi şeyi yaparsanız yapın, siz ona daldığınızda biz sizi mutlaka görürüz. Ne yerde, ne de gökte, zerre ağırlığınca, (hatta) bu zerreden daha küçük veya daha büyük olsun, hiçbir şey Rabbinden uzak (ve gizli) olmaz; hepsi muhakkak apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz´da yazılı)dır”Yunus,61

“Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” Yunus,62

“Onlar iman etmiş ve Allah’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.”Yunus,63

İlgili Makaleler

“Dünya hayatında da ahirette de onlara müjde vardır. Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir”Yunus,64

Allah  dostları, bulundukları toplum için rahmete vesile ve edep, nezaket, zarafet ve takvaları ile Hz. Allah cc  katında kıymet kazanmış mümtaz şahsiyetlerdir. Allah dostları; Allah’ın ve Peygamberimiz sav’in dostluğunu kazanmışlardır.

 

Sami Efendi ks Hazretleri, kendisinden nasihat ve ders almak için ziyaretine gelenlere ilk olarak, mesleklerini ve helâl-haram husûsuna dikkat edip etmediklerini sorar, daha sonra başka bilgiler alırdı. Bu husustaki tavsiyelerini de büyük bir nezâketle ifâde ederdi.

 

Sâmi Efendi Hazretleri bir defasında bir nişan merâsimine dâvet edilmişti. Damadın yüzüğünün Hazret tarafından takılması taleb ediliyordu. Sâmi Efendi Hazretleri tepsideki yüzüğün altın olduğunu görünce, hiç kimseye bir şey demeden kendi yüzüğünü çıkarıp damadın parmağına taktı.

“–Bunu bugünün hâtırası olarak kabûl edin, altın yüzüğü de hanımınıza hediye edersiniz!” buyurdu. M. Eriş, Mahmut Sami Efendi’den Hatıralar,I,24

 

Böylece İslâm’ın, altından yapılan süs eşyalarını erkeklere yasakladığını gâyet nâzik bir üslûpla ve fiilî olarak tâlim etmiş oldu.

Helâl lokma hususunda şöyle buyururdu. “Kulun duâsına icâbet olunması için ilk şart; helâl lokma ile gönül âlemini ıslâh eylemek, son şart ise ihlâs ve huzûr-i kalptir. Yani Cenâb-ı Hakk’a lâyıkıyla yönelmektir.

Eğer ağza konulan lokma helâl değilse, o kimsenin ihlâslı ve huzurlu olması, mâsivâyı terk edip Hakk’a yönelmesi çok zordur.” M. Sami, Musahabe,II,8

“Haram lokma kalbi ve kanı bulandırdığı gibi, âzâları da ifsâd eder. Fenâ ameller işletir.

Helâl lokma ile beslenen kalp ve cesedden ise sâlih ameller sudûr eder. Tıpkı temiz ve münbit topraktan bereketli mahsul alınıp, çorak ve fenâ topraktan iyi mahsul alınamadığı gibi…” M. Sami, Musahabe,IV,117

 

Kırşehir’li muhterem İbrahim Turan anlatıyor. Bir gün Muhterem Mahmud Sâmi Ramazanoğlu ks hazretleri odasının penceresinden bahçeye bakıyor.

O sırada tavuklar için yem atılmış. Bahçedeki bütün hayvancıklar yem tarafına doğru koşuşmuş ve yemin üzerine üşüşmüşler.

Bu arada horozların hareketi dikkatlerini celbetmişdi. Horozlar iki ayaklarıyla yemleri tavuklar tarafına doğru saçıyordu. Önce tavukların yemesi için uğraşıyordu.

Muhterem Sami Efendi ks hazretleri horozların bu hareketinden ibretli bir ders çıkartarak.

“-Ömer nerede? Ömer Beyi çağırın” buyuruyor.
Damadı Ömer Kirazoğlu bey yanına gelince ona bahçedeki manzarayı gösteriyor. Horozların tavukları nasıl himaye ettiğini, onlara nasıl yardımcı olduğunu göstererek:

“- Evlâdım Ömer! Âile reisi de böyle olmalı…” buyuruyor.

 

Yakınları İstanbul’da iken  Eyüb Sultan Hazretleri’nin kabristanında kendileri için bir mezar yeri temin etmek istemişlerdi. Bundan pek memnun olmayan Muhterem Mahmut Sami Hazretleri,  «Bizim reyimizi sorarsanız, gönlümüz Cennetü’l-Bakî’yi ister!» buyurmuşlardır. Nihayet 1979 yılında Medine-i Münevvere’ye hicret etmişlerdir.

 

Ve 10 Cemâziyelevvel 1404 / 12 Şubat 1984 sabaha karşı saat dört buçukta, ebediyet âlemine intikal etmiş, gönülden arzu ettikleri Cennet-i Bakî’ye defnedilmişlerdir. Bir Fatiha ve üç İhlas okuyalım inşallah..

Rabbimiz cümlemize istifade etmeyi  ve şefaatini nasib eylesin..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu