GündemKöşe Yazıları

SIRRINI HALA KORUYAN PROSTANNA ANTİK KENTİ

Eğirdir’den Kovada Milli Parkı’na doğru yola çıkmadan önce bir de sana tepeden bakıp selfi çekicez Eğirdir ,dedik ve soluğu Eğirdir Sivrisine çıkan yol üzerinde Akpınar Seyir Terasında aldık. Yaklaşık 10 dakika kadar süren virajlı bir yolu arabayla çıkarak ulaştığımız bu tepede çayımızı yudumlarken harika bir manzara bize eşlik etti.

Dönüşte yol kenarında çok da dikkat çekmeyen kırmızı bir tabela da “Prostanna Antik Kenti 10 KM” yazıyor. Bizim gezilerde adetimizdir. Kırmızı tabela yazan her tabelayı takip etmeye çalışırız.Bu sayede bazen gerçekten de ilginç yerleri görebiliyoruz. Bu kısa yolculuk bizim için ilginç yerlerden birini görebildiğimiz sürprizlerden oldu. Çünkü bu bölgeye gelmeden önce internette yaptığım araştırmalarda bu antik kent ile ilgili herhangi bir yazıyla karşılaşmamıştım.Bir süre güzel asfalt bir yoldan gittikten sonra kötü denebilecek bir toprak yola girdik. Aracımız bu yolda biraz zorlukla ilerledi. Yol kötü fakat Eğirdir Sivrisi denen bölgeye doğru yaptığımız yolculuk Eğirdir Gölü ve çevresini bize kuşbakışı görme imkanı sundu. Manzara gerçekten muhteşem. Prostanna Antik Kentine doğru yolculuk yaptığımız sırada eşimle ve arkadaşlarımız ile konuştuğumuz konu; bu bölgedeki antik kentlerin hep ulaşılması zor yerlere neden kurulmuş ve daha da önemlisi nasıl kurulmuş olduğuydu. Daha önceki yazılarımın birinde size bu bölgede ki Sagalassos Antik Kenti ile ilgili detaylıca bilgi vermiştim. İşte biz bu tartışmalar ve harika manzara eşliğinde zorlu bir yolculuğun ardından Prostanna Antik Kentine vardık.

Bu kentin tarihi ile ilgili hala net bir bilgi olmamasına rağmen Eğirdir sivrisinin eteğinde kurulan kentin yeri L.Robert’in, Bedre Köyü yakınında bulduğu sınır yazıtıyla kesinleşmiş. 1957 yılında burada ki kalıntıları inceleyen M.H. Ballance’a göre Prostanna Helenistik devirden önce kurulmuş ve bir şehirden çok, buranın bir karakol olduğunu iddia etmiş.  Bu kent ile ilgili bildiğimiz en son şey, Romalıların burada hakimiyet sürdüğü ve daha sonra kenti terk etikleri. Bir de bu kent ile ilgili  en eski belge Asia kentinde ki bir görevlinin anıt mezarında yazılan yazıtıymış. Bu yazıtta “Pisidia’da ki Prostanna Halkı” yazıyormuş. Kent üzerinden toplanan sunak, mimari parça ve kitabeler Isparta Müzesine getirilmiş. Kent sikkeleri M.Ö 1.yüzyıldan itibaren görülüyormuş. İmparatorluk döneminde de İmparator Antoninus Pius’dan,2.Claudius’a kadar sikke basılmış.

Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016 yılının ilk ayında yayınlanan 23.sayısında, Fatma Kızılyalçın ve Fikret Özcan, Prostanna Antik Kentinden şu şekilde bahsediyor: ”Bulunduğu bölgenin savunmasında kilit rol oynayan yerleşmelerden biri olması nedeniyle Prostanna’da savunmaya ve çevreyi denetlemeye yönelik yapılar öne çıkar. Kentin bulunduğu yer, yan yolların kesişme noktasıdır. Kente yakın belirli stratejik noktalarda kule ve ön karakollar inşa edilmiş, yukarı sığınma yeri olarak Mt. Viarus’un güney yamacında uzun bir tahkimat duvarı yapılmıştır.”

Doç. Dr. Fikret ÖZCAN başkanlığında yürütülmekte olan Kuzey Pisidia Yüzey Araştırması çalışmaları sonucunda, kentteki yapılaşmanın, bilinenin ve tahmin edilenin çok ilerisinde veri sunduğu görülmüş. Hellenistik Dönem kentleri genellikle askeri koloni kentleri olarak kurulmuşlar.Bu kentler genel olarak stratejik öneme sahip alanlar üzerine yerleştirilmiş.Pisidia Bölgesi’nde kurulan Hellenistik Dönem askeri koloni kentleri arasında yer alan Prostanna, bölgenin iç kesimini denetlemek amacıyla kurulmuş.Prostanna, bölgede kurulan askeri koloni kentleri içinde savunma yapılarına daha çok önem vermiş.Bunun sebebi kurulmuş olduğu coğrafyanın fazla sarp olmaması ya da bölgenin en önemli askeri üssü statüsüne sahip olmasıymış.

Kentin yerini tayin eden diğer önemli etken sur duvarlarıymış. Olası savaş anında şehrin düşmesi ya da dayanması surların dayanıklılığına bağlıymış. Sur duvarları kentin coğrafyasına göre şekillenmiş ve kentte bulunan kuleler, duvarlar ve kapılarla desteklenmiş. Bu kuleler savunma, haberleşme ve gözetlemeye yönelik oluşturulmuşlar.

Yerleşme başlangıçta tepe üzerinde akropoliste başlamış, Geç Antik Dönem’de Viarus Tepesi’ne taşınmış. Kent içindeki en erken yapı akropoliste yer alan kaleymiş.Kent askeri bir yerleşme olduğu için savunma yapılarına önem verilmiş. Kentin sınırlarını korumak için inşa edilmiş kale, kuleler ve sur duvarlarıyla dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı kent oldukça korunaklıymış. Kent, savunanların kolaylıkla bir çıkış hareketi yapabileceği, ama saldıranların zor kuşatabilecekleri şekilde konumlandırılmış.Ayrıca Viarus Tepesi’nde Bizans Dönemi’ne ait yapı kalıntılarının bulunması, Bizans Dönemi’nde de kentte yerleşim olduğunu gösteriyor.

Yüzey araştırmalarında ele geçen seramikler, günümüz antik kaynakları, sikke ve yazıtlar, Prostanna Antik Kenti’nin coğrafyasının, tarihinin ve mimari yapılarının incelendiği çalışmalar da gösteriyor ki kentin kuruluşu Hellenistik Dönem’e dayanıyor.

 

************************************

Bana her konuda fikir ve önerilerinizi yazabileceğinizi sakın unutmayın dostlar sevgi ile kalın.
İletişim için; onurayan@hotmail.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu