GündemKöşe YazılarıProf. Dr. Fatih SATIL

Gelecek Bahar İçin Dökülen Yapraklar

Baharda yeşil elbiselere bürünen ağaçların yaprakları, sonbaharla birlikte sararıp bir bir toprağa düşer. Yaprakların dökülmesi, ilk bakışta oldukça sıradan bir hadise gibi görünse de bu olay ekolojik sistemde önemli bir değişimin habercisidir aslında.

Yaprak dökümü yeryüzünde hayatın devamı için ekolojik bir zorunluluktur. Sonbaharın gelişiyle dalından yere düşen, ayaklar altında ezilen ve sağa sola savrulan, rengârenk, pırıl pırıl bu yaprakları bundan sonra ne beklemektedir?

Bir yaprağın dökülmesi tesadüfen meydana gelen basit bir olay değil, planlı gerçekleşen ve hala tam olarak açıklanamayan bir seri fizyolojik ve biyokimyasal olaylar zinciridir. Dökülen yapraklardaki mineraller toprağa karışarak madde çevrimine katılırlar. Toprağa karışan mineraller böylece gelecek yılın baharında yeni filizlenecek bitkiler için gıda kaynağı oluştururlar. Ayrıca, düşen yapraklar ormandaki birçok organizma için besin kaynağı oluşturur. Tüm bunlara ek olarak, dökülen yapraklar; orman tabanında bir humus tabakası oluşturarak toprağın yağmuru tutmasına ve emmesine yardımcı olurlar. Dökülen yapraklardan oluşan bu örtü, toprağın üzerini bir yorgan gibi sararak donmaya mâni olur. Böylece bitki ve ağaç köklerinin kışın o sert soğuklarından zarar görmesi engellenmiş olur.

Bu kadar şeyden sonra yaprak dökümünün tasavvufi yönünden de bahsetmesek olmaz: Her sonbaharda şahit olduğumuz yaprak dökümü bizlere ihtiyarlığı ve ölümü hatırlattığı gibi, yeryüzündeki hayatın devamlılığı açısından da ekolojik ve biyolojik hikmetler taşımakta ve hiçbir şeyin gayesiz olmadığını düşündürmektedir. Zaten yüce kitabımız Kur’anı Kerim’de de; “Onun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez” (En’am 59) ayeti dökülen tek bir yaprağın bile O’nun ilmi dışında olmadığını bir amacının olduğunu bizlere hatırlatmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu