MERHABA BALIKESİR, MERHABA KIŞ

Geçtiğimiz hafta Balıkesir’e ilk kar yağdı bile, Dursunbey – Harmancık arası ilk kar toprağa ilk örtüsünü serdi. Belli ki bol yağışlı, soğuk bir kış bekliyor bizi. Kışın tadını kar yağmadan alamıyorum ben. Ne kadar harika bir ülkemiz var ki tüm mevsimleri doyasıya yaşayabiliyoruz.

Balıkesir’de kış, dört mevsimi bir gün içerisine sığdırır çoğu zaman; sabahları kuru bir soğukla başlayan gün, öğle saatlerinde açan güneşle ısıtır içimizi ve sonrasında kısa bir su serpintisiyle yağmur gösterir kendini, ardından ılık hafif rüzgârlı bir akşamüstü derken gece karanlığıyla damla damla kar yağmaya başlar. Ben severim bu dengesiz dengeyi.

Her mevsimin tadı başka. Kış da kış gibi olmalı bol yağış bırakmalı, doğa sıcak yaz günlerine hazırlık yapmalı. Kış demek sıcak bir çorba demek, bol tarçınlı salep demek, leblebi-boza demek, sıcacık çay demek, nane- limon-bal demek, hoş kokulu ıhlamur demek, pekmez demek. Lapa lapa kar yağdığında, doğa bembeyaz bir örtüyle kaplandığında kıpkırmızı üşümüş burunların altındaki en güzel gülüşler çıkar ortaya. Akıllardaki tek düşünce: “Bu kar tutar mı, okullar tatil olur mu? “ Ve başlasın kahkahayla oynanan kartopu oyunları, havuç burunlu kardan adamlar. Ara tatil ve hafta sonu tatillerinde bir dağ seyahati, kış dinlencesi. Yanan şömineler, sucuk ekmek partileri, film geceleri… Bunlar kışın güzel yönleri, hele ki sıcacık bir eviniz varsa kış çok güzel.

Peki ya evsiz insanlar? Bu soğuk gecelerde banklarda, duraklarda, inşaatlarda, parklarda sabahı bulmaya çalışanlar? Sokakta atkısız beresiz dilenen çocuklar? Giyecek bir montu, botu olmayan kardeşlerimiz… Kış ne yazık ki onlar için çok daha zor ve karanlık.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde buyurmuştur ki: “ Komşusu açken tok yatan kimse bizden değildir.”

Balıkesir sosyal belediyecilik kapsamında ihtiyaç sahibi vatandaşları düşünerek çeşitli yerlere Giysi-Ayakkabı Kumbarası koyalı neredeyse bir yıl olacak. Bu kumbaralara giymediğimiz, kullanmadığımız kıyafetlerimizi koyarak dolabımızdaki sıcaklığı sokaklara taşıyabilir ihtiyaç sahibi insanların yüzünün gülmesine vesile olabiliriz.

Allah’ın dilsiz kullarını da unutmamak gerekir. Sokakların asıl sahibi olan sokak hayvanlarını destekleme konusunda Balıkesir Belediyesi birçok faaliyet yapmakta olup; kedi- köpek evleri yapımı, ücretsiz mama dağıtımları, ücretsiz tedavi etme ve kısırlaştırma görevlerini üstlenmiştir.  “Alo 153” yaralı ve sahipsiz sokak hayvanlarına ve tüm bu konulara ilişkin hizmeti sunmaktadır. Bizlere de düşen o kedi köpek evlerini bozmamak, yıkmamak olur. Unutmayın bir hayvana karşı merhamet göstermeyen insan, insana karşı merhamet göstermez.

Elimizden başka ne gelir?

Özellikle kafe ve restaurantlardaki yemek artıklarının çoğu çöpe atılıyor. Oysa sosyal sorumluluk adına bu artık yemekler ayrılıp belirli bölgelere hayvanlar için konulsa, belediye bu konuda da teşvik amacıyla bir kampanya başlatsa ne faydalı olur. Şu an bu satırları okuyup geçmek de sizin tercihiniz,  bu küçük dostlarımızla yiyemediğiniz son iki yudumu paylaşmak ve paylaştırmak da…

Gelin, bu akşam yemeğinden kalanları onların önüne koyalım ve bu akşam kullanmadığımız kıyafetleri ayırıp kumbaralara atalım. Bu kara kışı kazasız, kayıpsız neşe içinde hep birlikte atlatalım. Sonra baharı bekleyelim yine güzel günleri, güneşli günleri…

Kış bahara gebedir. Önümüzdeki kapalı ve kasvetli havalar pozitif enerjimizi kaybettirmesin, umutlarımızı yok etmesin, düşlerimizin sıcaklığını bozmasın. Unutmayın güneş yeniden doğmak için batar. Karanlıklar aydınlığa çıkmak için vardır ve hiçbir aydınlık baki değildir.

Yaşayın her mevsimi güzelliğince, her işi gereğince, her yaşı tadıyla, her anı doyasıya; acısıyla, tatlısıyla severek yaşayın.

Kendinize iyi bakın.

Sevgiyle kalın, hoşça kalın.