Fahri Sağlık

MERHABA

Atalarımız “Önce selam sonra kelâm” demişler. Müslümanlar birbirleriyle  karşılaştıklarında, ellerini birbirlerine uzatmadan önce “selamün aleyküm” deyip selamlaşırlar. Selamdan sonra “Hoş geldin” yerin geniş olsun, oturun, rahat olun, başımızın üstünde yerin var, benden sana zarar gelmez… ” manasında “Merhaba” derler.

İnsanlar arasında dostluk, sevgi ve barışın yaygınlaştırılması, müslümanların kalplerinin birbirine ısındırılması açısından büyük önem taşıyan selâm’a dinimiz çok önem vermiştir.  Karşılaşan iki müslümandan birinin diğerine “selâmün aleyküm” (es-selâmü aleyküm: Selâm sizin üzerinize olsun, Allah sizi her türlü kaza ve belâdan korusun) demesi, diğerinin de buna aynı mânada karşılık  olmak üzere “aleyküm selâm” (ve aleykümü’s-selâm) diye hayır duada bulunması İslam’ın şiarıdır.  Selâmda yaygın biçimde bu ifadeler kullanılmakla birlikte “es-selâmü aleyküm ve rahmetüllāhi ve berekâtüh” ifadesiyle verilip “ve aleykümü’s-selâm ve rahmetüllāhi ve berekâtüh” ifadesiyle alınabilmektedir. İslâm âlimleri selâm vermenin sünnet, almanın farz olduğunu ve selâm verenin alana göre daha fazla sevap kazanacağını belirtmiştir.

Selamdan sonra en çok kullanılan karşılama sözcüğü “merhaba” kelimesidir. Yolda, işte, geçekte, sanalda, telefonda karşımızdaki insanlara örf ve gelenek olarak merhaba deriz. Birçoğumuz söylediğimiz bu kelimenin anlamını bile bilmez. Sahi merhaba ne demekti? Bir topluluğa selam verip onların yanına oturduğumuzda bize ‘merhaba’ derler. “Hoş geldin” manasında “Merhaba” demek güzel bir iltifat sözüdür. “Merhabası olmak” yakınlığı ve dostluğu olmak demektir. “Merhabayı kesmek” de yakınlığı ve dostluğu kesmek manasına kullanılır. Merhaba kardeşim benden sana zarar gelmez demekti. Aslında Müslüman kişiden kimseye zarar gelmez, gelmemeli. Müslüman başkalarının elinden ve dilinden emniyette olduğu kimsedir.

İlgili Makaleler

Merhaba kelimesinin içinde bir rıza, güven, itimat ve sadakat gizlidir. Bu itimadı, güveni ve samimiyeti karşımızdakine hissettirmemiz gerekir. Hepimiz çok yakından görüyor ve hissediyoruz ki; merhabalarımız da yapmacık olmaya başladı. Söyleyiş tarzımız, ses tonumuz beklenen o güveni ve samimiyeti yansıtmıyor, öylesine merhaba diyoruz birbirimize.

Muhtemelen mi‘raca dair hadisin etkisiyle  bilhassa İslâmî Türk edebiyatında na‘tlar, mevlidler ve mi‘râciyyelerde Hz. Peygamber’e tâzim olarak merhaba sözünün sıkça tekrarlandığı görülür. Bunların en güzel örneklerinden biri, Süleyman Çelebi’nin asıl ismi Vesîletü’n-necât olan Mevlid’indeki “Merhaba” bahridir.

Merhaba ey Rahmeten lil âlemîn

Merhaba sensîn şefîu’l-müznibîn

Biz de yeni yılın ilk yazısında bütün içtenliğimizle merhaba diyoruz değerli okuyucularımıza. Bütün içtenliğimizle merhaba. Meskeniniz, işiniz, aşınız geniş olsun. Bizden emin olunuz. Size zararımız değil faydamız dokunur inşallah. Hepimiz kardeşler topluluğuyuz. Okuduğunuz gazetenin ismi de merhaba. Hep birlikte bir kez daha merhaba diyoruz 2018’e ve tüm insanlığa.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu