Prof. Dr. Fatih SATIL

YAZ SICAĞINDA BİZLERE SUNULMUŞ SULU BİR MEYVE: “KAVUN”

Yaz mevsimine girince kavun, karpuz, üzüm ve şeftali gibi su açısından zengin meyveler bizi karşılar. Tabiî ki bu bol sulu meyvelerin yaz sıcağında bizlere sunulmuş olmasının hadsiz hikmetleri vardır.

Kavunun %95’ini su oluşturur. Bunun yanında; A, B1 ve C vitaminleri ile meyve şekeri, selüloz, azotlu ve yağlı maddeler de içerir. Ayrıca, kavunda Potasyum, Magnezyum ve Kalsiyum gibi oldukça zengin mineraller bulunur. 100 gramında 31 kalori taşıyan kavun zayıflamak isteyenler için de iyi bir besin kaynağıdır.

Kavunda bulunan Niasin; karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında önemli görevleri olan, enerji sistemimizi ayakta tutan sağlığımızın koruyucusu bir vitamindir. Folik asit ise hücre yenilenmesinde görevlidir, metabolizmayı koruyucu ve genç tutma özelliği vardır.

Kavun aşırı terlemeyi azaltır. Yazın çok terlemekten şikâyetçi olanlar için kavun önerilir.

Strese Karşı Kavun

Fransa Tarım Bilimleri Araştırmaları Enstitüsü’nden (INRA) bir grup bilim adamı, kavunun içerdiği antioksidanların strese karşı koruyucu olduğunu tespit etmişlerdir. Kavunun, antioksidan savunma enzimlerinden süperoksit dismutaz (SOD) açısından zengin bir kaynak olduğunu belirten bilim adamları, hayvanlar üzerinde yaptıkları araştırmanın sonucunda bu enzimin, sindirim sisteminde biriken stres proteinlerinin seviyesini düşürebildiğini gözlemlemişlerdir.

Kavun Çekirdeğindeki Şifa

Kavunu yemeden önce çekirdeklerini genellikle ayıklar ve çöpe atarız. Ama kavun çekirdeklerinin de şifa kaynağı olduğunu unutmamalıyız.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) kavunu çok sever ve ondan şöyle söz ederdi: “O yemektir, o şerbettir, o çövendir, o reyhandır, o iç organları temizler.” Hz. Muhammed (SAV), “iç organları temizler” derken daha yüzyıllar öncesinde kavunun kanı temizleyici özelliğini belirtmiştir.

Kavunu, İbni Sina ve Davudi Antaki gibi eski hekimler de övmüş ve faydalarını eserlerinde anlatmışlardır. Günümüzde doktorlar tarafından da yararları tescil edilen kavun, kandaki zehirli maddeleri temizlemesinde de rol oynar.

Bu arada, kavunun fazla miktarda yenilmesi ülser, yüksek tansiyon ve şeker hastaları için zararlı olduğunu da unutmamalıdır. Ayrıca çok bekletilmiş ve yumuşamış olan kavunun asitleşmesinden dolayı bünyeye zararlı olduğu da bilinen bir gerçektir.

Biz insanların ihtiyacına uygun olarak sanatlı bir şekilde yaratılan ve bizim için güneşte pişirilerek tatlandırılan kavunun ince bir sap ile beğenimize sunulmuş olması da düşünmeğe değerdir. O halde kavunu yerken düşünüp, onu bizler için yaratan Zata teşekkür etmeliyiz. “İnce bir sap ile koca bir kavunu bağlayıp çıkaran kudrete hiç bir şey ağır gelmez.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu