GündemKöşe YazılarıProf. Dr. Fatih SATIL

Ekolojik Okuryazar mısınız?

Doğa canlı ve cansız varlıkların içinde bulunduğu bir ekosistemden meydana gelmiştir. Bu sistemler birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Birinin bozulması diğer sistemdeki ekolojik dengeyi de bozmaktadır.

Her canlı gibi insanların da doğanın bir parçası olarak bu sistemin bozulmaması için doğaya uyumlu yaşaması, doğanın diliyle konuşması ve yazması gerekmektedir. İşte doğanın dilini okumak ve yazmak yani doğaya yönelik bilgi, beceri, tutum, değer ve anlayış sergilemek “Ekolojik Okuryazarlık” olarak tanımlandırılır. Doğanın ilkelerini ve sınırlarını bilen, doğayla uyumlu yaşamayı ilke edinmiş kişiye de “Ekolojik Okuryazar” denir.

Politikacılardan Anaokulu Öğrencilerine Kadar Herkes Ekolojik Okuryazar Olmalıdır.

Ekolojik okuryazarlık; bireylere öncelikle doğayı fark ettirecek, doğada uyumlu yaşama beceriler kazandıracak tutumlar geliştirecek, çevre sorunlarının çözüm sürecine katılımlarını sağlayacaktır. Ünlü fizikçi Capra, ekolojik okuryazarlık hakkında şöyle diyor: “Önümüzdeki dönemde insan ve diğer canlıların yaşamı, bizim ekolojik okuryazar olmamıza yani ekolojinin temel ilkelerini kavrayarak buna uygun olarak yaşamamıza bağlı olacak”. İşte bunun için, ekolojik okuryazarlığın politikacıların, iş dünyasının, her alandaki profesyonellerin en önemli becerisi olması gereklidir. Ayrıca, anaokullarından üniversitelere kadar her düzeydeki eğitim programlarının önemli bir kısmını oluşturması için çaba göstermemiz gerekiyor.

Çocuklarımızın doğayla yeniden ilişki kurmalarını sağlayabilecek yolları keşfetmemiz gerekiyor. Bunun için, eğitim süresince öğretmenler, öğrencilerinin ekolojik olarak sürdürülebilir ve doğayla uyumlu bir yaşam yönünde bilgi ve beceriler kazanmalarına yardım edebilecek şekilde güçlendirilmelidirler.

Ekolojik Okuryazar Bir Nesil, Gezegenimizin ve İnsanlığın Geleceğini Olumlu Yönde Değiştirecektir.

Ekolojik okuryazar bir şehir bölge plancısı, kentin nefes aldığı ve suyunun temizlendiği doğal yaşam alanlarını etkilemeden köprü güzergâhlarını seçer, birinci sınıf tarım arazilerini sanayi ve yerleşime açmaz.

Ekolojik okuryazar bir balıkçı balıkların nesillerini devam ettirmesini sağlayacak şekilde avlanır.

Ekolojik okuryazar bir belediye başkanı dere yataklarına inşaat yapılmasını onaylamaz.

Ekolojik okuryazar bir birey sadece ihtiyacı kadar tüketir.

Ekolojik okuryazar bir anne-baba çocuğunu doğayla dost ürünlerle besler.

Gerçek bir Ekolojik Okuryazar, evrendeki ölçü ve dengeyi görür ve ona göre yaşar.

Yeryüzü ve gökyüzündeki canlı cansız bütün varlıklar belli bir ölçü ve dengeye göre yaratılmıştır. İnsanın çevre ve tabiattan faydalanma esnasında, bu ölçü ve dengeyi bozmaması gerekir. Eğer insanoğlu bunun aksi yönde davranacak olursa, Yüce kitabımız Kur’an ı Kerim’de de ikaz edildiği gibi; “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır. (Rum 41).” ayetinin manasına mazhar olacağı kesindir.

Son söz olarak, ekosistemlerin korunması sadece kendisine “çevreci” ya da “ekolojist” diyenlerin işi olmamalıdır. Bu görev, kendini insan bilen herkesin görevi olmalıdır. Ekolojik düşünen, doğal sistemleri anlayan bir Ekolojik okuryazar olmak dileğiyle…

Prof. Dr. Fatih SATIL
BAUN. Fen-Edebiyat Fakültesi
Biyoloji Bölümü (fsatil@gmail.com)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu