HAYALLER VE GERÇEKLER
Yeni bir yıla girdik. 2019 yılı yeni yeni gelişmelerle karşılıyor bizi. Hayatımızda önemli değişiklikler yaşanacak. Daha pahalı yaşayacağız mesela. Vergiler arttı, poşetler paralandı, ekmek zamlandı Balıkesir’de. Doğalgaz ve elektrikte indirimi unutmamak gerek. Sadece zamlar girmedi hayatımıza. 208 yılı içinde gelen yüzde 40 yakın zamdan sonra yüzde 10 da indirim geldi.
Asgari ücret yükseldi. Yeterli değil tabiki. Bu hayat şartlarında 2 bin lira ile bir kişinin bile yaşaması kolay değil. He yaşar ama nasıl yaşar. Sosyal ve kültürel aktivitelerden uzak. Bunları da geçtim, giyim kuşamı unutturan. Hadi bunu da geçelim, doğru dürüst beslenemeden yaşar.
Hayat pahalı ve zor. Bunların üstüne devletin aldığı vergilerde cabası. Vergi sadece esnafı, tüccarı, işadamını yani patronu ilgilendirmiyor. En büyük vergi rekortmeni çalışan ülkemizde. Çalışanlardan alınan vergiler zamlanmadı ama gerilemedi de. Bunların yanında tükettiğimiz ürünler aracılığıyla ödediğimiz vergiler de var. Marketten 25 kuruşa aldığınız poşetten bile vergi alınıyor.
Hani diyor ya şair ‘Hava bedava su bedava’. Öyle değil gerçekte olan. Hepsi paralı ve yüksek ücretli. Yeni yeni yıl yine zorluklarla karşılayacak bizi. Bunların üzerine ekonomideki kötü gidişatı da eklersek, konuşmaya bile gerek yok artık.
Bazı ekonomistler başta 2019 olmak üzere önümüzdeki 2-3 yılın kötü gideceği görüşünde. Sadece ülkemiz için değil, dünya içinde böyle. Ekonomik dengeler değişiyor. FED’in faiz politikası, Amerika’nın ambargoları. Avrupa’da yaşanan Sarı Yelek eylemleri hep bunları başlangıçları. Ağır günler var önümüzde. Bunlar hep ünlü ekonomistlerin uyarıları. Yaşayıp göreceğiz. Hep birlikte.
Bu süreçten çıkmakta yine bizim elimizde. Ama sadece çalışan yada emekliler değil, patronlarda ellerini taşın altına koymak zorunda. Bir çok işyeri işçi çıkartı yada çıkartmaya hazırlanıyor.
Bu süreçte borç yapmadan ayağını yorganına göre uzatarak yaşamaya çalışmak en doğrusu. Tüketimden uzak durmak gerekiyor. Özellikle lüks tüketimden. İhtiyacımız olmadan almak son 15 yıl içinde yerleşti kültürümüze. Bu kültürden kurtularak ancak önümüzü görmek mümkün.
