GündemKöşe Yazıları

ISPARTA MUTFAĞI’NDAN ÖZEL TATLARIN ADRESİ KEBAPÇI KADİR

Önceki yazılarımda Ispartayı o kadar detaylıca anlattım ki, neredeyse gitmeden oraları bilir hale geldiniz. Bu kadar detaylı bir gezi yazısı serisinde size Ispartanın anlatmadığım tek şeyi Isparta mutfağıydı. Bu yazımda sıra Isparta mutfağına geldi nihayet.

Hazır Isparta mutfağı demişken, Isparta gezimmizde bizim yemek molası verdiğimiz Isparta merkezde bulunan Kebapçı Kadir’in yöresel kebaplarının tadına bakmanızı mutlaka öneriyorum. Isparta’nın kendine özgü en önemli ürünlerinden biri fırın kebabı. 1800’lü yıllardan günümüze kadar gelen fırın kebabı, Isparta’nın turizm sepetindeki en önemli ürünlerden biri haline gelmiş. Özellikle Antalya ve çevre illerden fırın kebabının tadına bakmak için akın akın Isparta’ya gelenler var. Isparta’da kebap kültürünü temsil eden köklü firmalardan biri olan Kebapçı Kadir, 1851 yılından bu yana bu alanda hizmet veriyormuş. Bu mekan 1851 yılında Hafız Dede tarafından kurulup siyasi Osman Dede ile devam ettirilmiş. “Kebapçı Kadir” ailenin babası Açıkalın tarafından markalaştırılıp bugünlere gelmiş.

Şuan işletmeciliği 4.Kuşak Hüseyin Açıkalın tarafından yapılmaya devam ediyor. Günümüz şartlarına uygun beş yıldızlı mutfağı ile sizlere Isparta Fırın Kebabı ve Isparta mutfağını temiz, hijyen ve kaliteli bir hizmet anlayışı ile sunuyor. Bizim menümüzde Isparta fırın kebabı, kabune, irmik helvası ve yanında üzüm hoşafı vardı.

Isparta Fırın Kebabı; özel ortamlarında kendi yetiştirdikleri hayvanların kesiminden elde edilen etin 3-3,5 saat aralığında çalı kökü odunuyla, 2 saat alev, 1 saat korda pişirilip içerisindeki bakır sahanlardaki su ile buharlaşarak hem buhar, hem alev arasında %50 fire verdirilerek pişirilmesi ile yapılıyormuş. Çiğ et önce şişe takılarak duvara dik olarak sıralanıp, sonrasında fırından çıkan nar gibi kuzu etini kendine özgü bakır tabaklarda lavaş ekmeği üzerine servis ederek size sunuyorlar.

Kabune ise dolgun pirinçten yapılan tatlı soğanın halka halka doğranıp karabiber ve tuz ile ovularak bakır kazanların içinde pişirilmesi ile yapılıyor. Üzerine haşlanmış nohut ilave ediliyor. Nohutun üzerine önceden haşlanmış kuzu kaburgalarının etleri didilerek hazırlanıyor. Bunun üzerine dolgun pirinçler ıslatılıp temizliği yapıldıktan sonra bire bir buçuk ölçeğinde pirinç ve et suyu ilave edilerek saç ayağında üzüm asmasının çırpısıyla harlı ateşte 15 dakika içerisinde pişiriliyormuş. Suyunu çekmiş ve pişmiş olan pirinci ocaktan indirmeden önce üzerine kızartılan tereyağı dökülüyor. Daha sonra ocaktan indirilerek dinlendirmeye alınıyor. Servis yaparken en altta olan nohut ve etin porselen çorba kabında en alt bölüme yerleştirilerek, üzerine pirinç takviye edilerek ve bunu ters bir şekilde tabağa kapatıp, et ve nohut üzerine gelecek şekilde servis yapılıyor.Anlatırken inanın çok yoruldum ama yemesi bambaşka bir keyifti.

Üzüm şırası hoşafı ise yörenin siyah Dimlit üzümlerini kurutarak ve çöpleri ayrıştırarak temizliği yapıldıktan sonra yarım kazan su içerisinde şişinceye kadar önce kaynatılıyormuş. Kaynama esnasında tülbent içerisinde mersin yaprağı karanfil ve tatlı kabul konularak kaynatmaya devam ediliyor. Üzümler kaynayarak şiştikten sonra üzerine şeker takviyesi ile şerbet haline getiriliyor. Bize sunarken kalaylı bakır kapta şerbet ve üzüme su ilave edilerek soğutulmuş olarak servis yaptılar.Üzüm hoşafının kebabın yanında tercih edilmesinin sebebi besin değeri olarak etin protein, üzüm hoşafının glikoz içermesi. İnsan vucudunda glikoz ve proteinin birbirini parçalama özelliği olduğu için bu iki tat birlikte sunulduklarında sağlıklı bir yemek keyfi yaşamış oluyorsunuz. İçine konan karanfilin kanı sulandırdığı, dolayısıyla kan dolaşımını ve hücre yenilenmesini sağlaması da eşantiyon.

Ve son olarak yemeğimizi irmik helvası ile tamamlıyoruz.Mekan irmik helvasını 0 numara sarı irmiğin hakiki tereyağı ve kunar fıstığıyla büyük bakır kazanlarda mangal kömürü ateşinde kaynatılarak belirli bir kıvama gelinceye kadar hiç ara vermeden ahşap küreği ile karıştırarak ve pişirerek yapıyor. Ayrıca başka bir bakır kapta şeker ve su ilavesi şerbeti kaynatılıyor. Hazırlanan helvanın belirli bir kıvamdan sonra üzerine kaynatılan şerbeti ilave edip sonra ateşten indirerek dinlendirmeye alıyor. Servisi soğuk ve sıcak olarak sunuyorlar.

Isparta’ya gelip gül ürünleri almadan ve Kebapçı Kadirde bu muhteşem yöresel tadları tatmadan sakın buradan ayrılmayın. Eğer hala bu bölgeye plan yapmadıysanız ilk gül hasatında ziyaret etmek için şimdiden tatil programınızı belirleyin derim. Şimdiden iyi tatiller .

 

********************
Bana her konuda fikir ve önerilerinizi yazabileceğinizi sakın unutmayın dostlar sevgi ile kalın.İletişim için; onurayan@hotmail.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu