G20 ülkeleri Buenos Aires’de ticari sistemi değiştirecek siyasi mutabakat için bir araya geldiğini belirten BASİAD Başkan Yardımcısı Ümit Baysal, global bazdaki değişikliklerin Balıkesir ticaretine etkilerini değerlendirdi.
‘’Ticaret dünya çapında milyarlarca insanı yoksulluktan kurtarmıştır. Geçtiğimiz yıl ticaret 2011’den bu yana en hızlı büyümesini gerçekleştirmiş, küresel ekonomik toparlanmayı önemli derecede desteklemiştir’’ diyen BASİAD Başkan Yardımcısı Ümit Baysal, ‘’ Uluslararası anlaşmalara ve serbest piyasaları garanti altına alan siyasi taahhütlere dayalı ticaret, dünyanın her tarafından insanların çoğunluğunun hayatına olumlu etki etse de, çok taraflı işbirliği konusundaki uzlaşma G20’de zayıflamaktadır.
Her ne kadar G20 ülkeleri korumacılığı durdurup geriletmek istediklerine dair taahhütte bulunsalar da, ticaretin önündeki engellerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Ekim 2008’den Mayıs 2018 ortasına kadar olan dönemde, G20 üyeleri 700’den fazla yeni ticareti kısıtlayıcı tedbir almıştır.Birçok ülkede gelir dağılımındaki eşitsizlik artmıştır. Her ne kadar bahse konu ülkelerdeki eşitsizliğin asıl nedenleri teknolojik değişim, yetersiz ya da işlevsiz sosyal hizmetler, yönetim ve eğitim sistemi olsa da, hükümetler bu yöndeki eğilimler için asıl olarak uluslararası ticareti suçlamıştır. Piyasa işleyişine ve uluslararası kuruluşlara olan güvensizlik artmaktadır’’ ifadelerini kullandı.
‘’ÇOK TARAFLI TİCARET SİSTEMİ BASKI ALTINDADIR’’
İş dünyasında bazı revizyonlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Baysal, şu ifadeleri kullandı; ‘’Senelerdir küresel ekonomik başarının temel taşı olan çok taraflı ticaret sistemi baskı altındadır. DTÖ üyeleri senelerce piyasaya erişim ve çok taraflı ticaret sisteminin kurallarını 21. yüzyılın ticaret yapısına uygun hale getirmek için gerekli isteği göstermemiştir. Refah üretmek için, iş dünyasının güvenilir ve modern uluslararası kurallara, öngörülebilirliğe, istikrara ve güçlü, tarafsız hakemlere ihtiyacı var. Kestirme çözümler veya basit bir ince ayar işe yaramayacaktır. Uluslararası iş birliği gereklidir. Her ne kadar ticaret genel olarak GSYİH ve gelirde pozitif etki yaratsa da, herkesin, her bölgenin ve her işletmenin bundan yeteri kadar yararlanamadığının kabul edilmesi gerekir. Bu sebepten yerel bazda Balıkesir işletmelerine olumsuz etkilerini hafifletmeyi amaçlamalı ve örnek uygulamalara dair görüş alışverişinde bulunulmalıdır.
Bu sadece eğitime daha fazla yatırım yapmak veya yüksek nitelikli ve uyum kapasitesi yüksek bir işgücü için sağlamak değil, aynı zamanda mikro, küçük ve orta boyutlu Balıkesir işletmelerde (MKOBİ) kapasite arttırma çabaları içerisinde de olmak anlamına gelmektedir. Bununla birlikte ticaretteki serbestleşmenin ekonomik ve sosyal etkilerini ortaya koyacak ve bu zorlukları ticaretin önünü açacak bir şekilde aşmak için tedbirler tanımlayacak ticarete uyuma yönelik çalışma programı oluşturması konusunda teşvik edilmelidir’’
‘’BALIKESİR’DE ÖNEMLİ BİR TİCARİ KÜLTÜR VAR’’
Balıkesir’in ticarete yatkın olduğunu söyleyen Baysal, ‘’Balıkesir coğrafi konumu ve topraklarında yaşamış insanların ticari yatkınlıkları ve daha da önemlisi ticari ahlakları sayesinde yüzyıllar içinde önemli bir ticari kültür birikimine sahip olmuştur. 20. Yüzyılın başlarında ticari faaliyetleri ile ülke genelinde fark yaratarak başta komşu vilayetler olmak üzere ticari üstünlük durumunu 21. Yüzyıla taşımakta sorun yaşamıştır. Sorunlar geçmişine bakıldığında 20. Yüzyılın sonlarında ve 21. Yüzyılın başlarında ticarette değişen kurallara ayak uyduramamak sorunların temelini oluşturmuştur. Küresel ticaret sistemini yeniden değiştirecek siyasi mutabakata varılırken ortaya çıkacak yeni ticari değişikliklerin Balıkesir işletmelerini de etkileyeceği açıktır.
Bir önceki basamakta değişikliklere uyumda yaşadığımız sorunların tekrar yaşanmaması için ticari değişiklikleri takip ederek bunları Balıkesir İşletmelerine aktaracak mekanizmaları oluşturulması ilimiz ticari hayatı için önemli bir sınav niteliğinde olacaktır’’ dedi.
